28
2013
Futbol bu ülkede garip bir oyun ,kuralları var uyanı yok ,uygulayıcılar düpedüz ihanet içindeler. Taraftar denilen guruplar fanatizmin renk körlüğüne kapılmışlar zaten. Derler ki "Allahın tokadı yok" ,görene öyle bir var ki aslında. Ama bazı moronlar gökyüzünden kafalara inecek şamar bekliyorlar beyhude. Şike ispat edildiğinde hala şikeye dair banka dekontu ve başkan itirafı bekleyenler gibi. Bu beklentilerden güç alarak pisliği hasır altı edenler ,görevlerini ihmal edenler ,yetkilerini kötüye kullananlar ,temiz futbola ihanet edenler gibi. Bu rezillikte ne şike sahaya yansır ne tükürük surata ,bu pislikte temiz kalan bu rezil suratlara tükürse ne olur ki "Ya Rabbi Şükür".
Ben Galatasaraylıyım ,kendimi bildim bileli bu böyle. Aman yanlış anlama olmasın ,birilerinin deyimiyle öyle hasta Galatasaraylı filan değilim ,hiç de olmadım. Aksine son derece sağlıklı ve iyi bir Galatasaraylıyım. Bu sebeple Melo yu mazur görmem de ,savunmam da ,kıvırmam da mümkün değil asla. Ancak yayıncının son teknoloji phantom kamera sisteminden de açıkça görüldü ki adam tükürmemiş. Bana göre yeltenmesi bile kırmızıya yeterli ,ayrıca konu Melo olunca en fanatiğimiz bile yapmaz diyemiyor ya sorun işte burada. Ancak asıl merak ettiğim konu hakemi tükürdü diye rapor veren MHK cezayı tahkimle kuşa çevrilince koyamadığı tavırdan ,alamadığı karardan sonra şimdi ne yapacak ? Esas olan hakem raporu ise Meireles olayında yok sayıldı. Esas olan TV. görüntüleri ise açık ve net Felipe Melo tükürmedi. Üstelik ilk olayda hakem tükürüğün direk muhatabı idi ,yani o salyanın yapıştığı surat Özkahya nezdinde Türk hakemliği idi. Bu sefer Özkalfa yerde düdüğünü ararken 7-8 metre mesafede ki yan hakem olmayan tükürüğü ya da Fernandes ile Oğuzhan ın tiyatrosunu yedi ve kahramanca hakemi yanılttı. Şimdi gel de cezayı merak etme. Ben olsam en az 4 maç veririm ,çünkü teşebbüs bile çok çirkin ve spor ruhuna aykırı. Ama ben bu günkü yetki sahipleri gibi lekeli ,şaibeli ve namussuz değilim. Ben kimsenin tetikçiliğini yapmadım ,ben kirli pazarlıkların ,ahlaksızlığın mümessili olmadım. Şimdi bu adamlar tükürük yok diye ceza vermeseler olmaz ,2 maçla geçiştirseler zor ,4 maç verseler ayıp. Sonuçta 4 maç ceza alan Meireles hakemin ne topluğunu bıraktı ne şerefini. Oysa Melo sadece "Allah var ,tükürmedim" işareti yaptı ve çıktı. Sahi olmayan tükürüğün tiyatrosunu yapan Fernandes ile Oğuzhan yaptıkları terbiyesizliğin ,yalancılığın cezasını çekecekler mi ? Var mı bu federasyon ve kurumlarında o yürek ?
Yayıncı kuruluş bir hakem eskisi getirmiş ,her yorumu kıvırma. Hiç sevmediğim Erman Toroğlu pozisyonlara 10 kat daha doğru yorumlar yapardı en azından bir istikrarı vardı. "Teşebbüsten bile kırmızı doğru karar" diyor. Ben de aynı görüşteyim. Sonra Dentinho nun arkadan giden adama salladığı tekmeye vuramadı diye "sarı olabilirdi" diyor. Hadi gel de çık bu işin içinden. Bu ülke de kime güveneceğiz ,kanun nedir ,kural nedir bilen ,anlayan bana da anlatsın bir zahmet. Siyasetin başında ki adam çıkar "gerekirse Türk takımları 5 sene uluslarası müsabakalara katılmaz ama biz şike yapanı düşürmeyiz" der. Sahtekarlıktan ceza alan ,kulübünü iflasa sürükleyen adam çıkar federasyona başkan olur. Federasyonun hukukçuları ceza verir aynı federasyonun hukukçuları cezayı kuşa çevirir. Yarış başladıktan sonra bile kurallar değişir. Meclis tek gecede kanun değiştirir. Genel kurulda red edilen madde değişikliğini bir aklı evvel bir gece yarısı oldu bittisiyle değiştiriverir. Birileri çıkar Türk mahkemelerinin kararını yok sayar. Şurada açık ve net düşüncemi söylüyorum ,ben bir vatandaş olarak en azından bu TFF nun meşru olduğuna değil ,namuslu ,şerefli ve ahlaklı olduğuna bile inanmıyorum. Bu insanların yönettiği Türk futbolunun da legal olduğuna inancım yok.
İllegal de olsa bize dayatılan futbola gelirsek ne Sneijder in ne de Drogba nın kariyerlerini tartışmaya gerek yok. Ancak beni ilgilendiren taraf bu formaya edecekleri hizmettir. Önce onlar çıkacaklar formamızı terletecekler ,aldıkları paranın hakkını verecekler ,takımda bir fark yaratacaklar. Sonra biz gerekirse onları omuzlarımızdan indirmeyecek ,adlarına besteler yapacağız.
Beşiktaş maçı da gösterdi ki Galatasaray ın Türkiye liginde kendisinden başka hiç bir rakibi yoktur. Bu takım önem verdiği ,konsantre olduğu her maçı düzgün futbol oynayarak kazanıyor. Galatasaray 10 kişi kaldıkta sonra oynanan 33 dakikada topa sahip olan taraf yine biz olduk. Pozisyon bulan bizdik ,pozisyon bile vermeden yaptık bu işi 1 oyuncu fazla oynayan lig 2. sine karşı. Takım genel olarak iyiydi ,Melo nun ihanetini saymazsak. Ancak Riera ,Sabri ve Hamit biraz öne çıktılar. Hamit özellikle o topa iç plase yerine ayak üstüyle gelişine vursaydı golü atar ve oynadığı futbolun kremasınıda koyarak maçın adamı olurdu. Fatih hocanın Elmander - Hakan değişikliğini ben yadırgadım. Evet sonucu korumaya yönelikti ve başarılı da oldu. Ancak kontratak bile yapamaz hale geldik. Hakan orta alanda serbest oynadı ,sürekli topa yakın oldu ,savunmayı çok rahatlattı. Ama hücumda işlevini tamamen yitirmiş bir takım çıktı ortaya. Ayrıca Sneijder en uçta sudan çıkmış balığa döndü. Eğer ille de defansif bir hamle gerekiyorsa çıkart Sneijder i al Hakan ı . Hem Sneijder hiç bilmediği bir oyunu oynamak zorunda kalmaz ,hem de son 1,5 yıldır izlediğim en iyi Elmander ciddi bir tehdit olarak sahada kalırken takım savunmasına da ciddi destek verirdi.
Bir Galatasaraylı olarak yönetimden genel anlamda memnun olduğumu söyleyebilirim. Sonuçta işin beni ilgilendiren tarafı sahada iddialı ve kapasiteli bir takım görmek. Medya ve internet sitelerinde ödeyemediği borç ve futbolcu alacaklarıyla değil aldığı oyuncu ve elde ettiği başarılarla anılıyor olmak. Aksayan bir olayın kısa ve uzun vadeli çözümlerinin uygulanması ve hızla harekete geçilmesi. Bunları bu yönetim temin ediyor. Tek rahatsız edici unsur sayın Ünal Aysal başkanımızın bazen yaptığı gereksiz açıklamalar ve yönetim içersinde oluşturulmaya çalışılan suni anlaşmazlıklar. Birileri birilerinden aldıkları emirler doğrultusunda tıpkı şikeyi ,şaibeyi ,pislikleri örtbas ettikleri gibi yalan haberlerle ,bazen de bir bütünden kestikleri küçücük parçalarla söylenmeyeni söylenmiş ,olmayanı yaşanmış gibi göstererek iyi işleyen çarka çomak sokmak peşindeler. Sayın başkanımız ,yöneticilerimiz ve özellikle de bu işleri çok iyi bilen sayın Fatih Terim hocamız bu bozgunculara karşı çok daha dikkatli olmak zorundalar. Bizler de Galatasaray taraftarı olarak bu pis oyunlara gelmemeli ,yalan haberlere itibar etmemeliyiz. Bu şekilde birileri başarının sadece parayla ,şikeyle ,kirli pazarlıklarla değil sahada futbol oynayarak kazanılacağını öğrenir. Alın terinin başarı için olmazsa olmaz olduğunu ,futbolun masada değil sahada oynanan güzel bir oyun olduğunu anlarlar. Saygılar .....