Çıktığından beri sinir oluyorum şu sonumuza eklenen A.Ş. ünvanına. Kabul futbol artık ciddi bir endüstri ama her nedense taraftarı müşteri kabul eden zihniyet kafama yatmıyor ,beni rahatsız ediyor. Kulübü yönetenlerin şirket yönetir gibi davranmalarını sevemiyorum. Futbol zaten hayatımızın her anına bulaşan ticari yaşam tarzının dışında daha temiz daha samimi kalmalıydı bence ama olmuyor ne yazık ki ,futbolu hobiden ,sevgiden ,tutkudan ayırnca ortaya çıkan şeyi sevmiyorum.

Bunları yazıyorum çünkü dün gecenin sorumlusu olarak en başta sayın başkanı ,Ünal Aysal beyefendiyi görüyorum. Kulübü iş yeri ,kazanç kapısı olarak gören zihniyeti görüyorum. Yıllarını futbola vermiş ,imkansızları başarmış tem bir futbol emekçisi Fatih Terim i köşeye sıkıştıran ,yem eden acımasızlığa isyan ediyorum.

Transferi para saçmak olarak gören ,her eksiği kafasına göre parayla halleden yapıya itiraz ediyorum. Elinde ki değerleri tukaka yapan ,emeğe ,kişiliğe saygısı olmayan popülalist zihinlere sinir oluyorum. 

Sayın başkana ve akıl hocası sayın Bülent Tulun a sormayı çok isterdim ,geçen sene Ocak ayında saın Terim sizden hangi bölgeye kimi istedi ve siz hangi bölgeye kimleri aldınız diye. Fatih hocayı az biraz tanıyan herkes bilir ki hoca öyle ağlayan ,bahane üreten bir yapıya sahip değildir. Ve hoca Galatasaray etiğini ,terbiyesini ,duruşunu ,hiyerarşisini herkesten iyi bilir. Rahmetli Canaydın başkana kendisini feda etmesi de bu kişiliğin sonucuydu zaten.

Drogba büyük kariyer ama gelmesi A dan Z ye yanlıştı ,hataydı. Sneijder büyük kariyer ama alınması yanlışın en büyüğüydü ,gereksizdi. Takım kimyası diye bir olgu var ,kadro mühendisliği denilen bir branş mevcut. Şimdi Fatih Terim elinde ki ekibi mi tanımıyor ,kafasında ki şablonu mu bilmiyor yoksa en zor günde yoluna koyduğu ve başarılı olduğu sistemine mi ihanet ediyor ? Hocanın elinde kulandığı ve birbirini tamamlayan 3 tane santrfor vardı ,Drogba yı aldılar. Orta saha kurgusu Selçuk ve Melo üzerine kurulmuş ve saat gibi işliyordu ,herhangi bir aksilikte Yekta gibi bir alternatif ile takım içinde o bölgeye kaydırabileceği Engin ,Emre ,Hamit hatta Sabri gibi seçenekler mevcuttu Sneijder i aldılar. 

Bu isimler eline verilince adın değil Terim ,Mourinho ,Capello bile olsa hayır diyebilecek bir hoca dünyada yok zaten. Bir de Türkiye de olunca bu isimleri oynatmamak ,kenarda tutmak ya da kadroya almamak imkansız. Ama Terim in oyun kurgusunda da bir Snejder i taşıyacak yer yok. Takım içi dengeler de bir Drogba faktörü sırıtır ,yapılanı ,emek verileni yerle bir eder. 

Yıllar evvel lider takıma devre arası Kosecki takviyesi yapılmıştı ve 5 puan önde ki takım 3 puan geride tamamlamıştı sezonu. Kosecki çok iyi bir futbolcuydu ama konu futbol takımı olunca işler araba motoru rektifiye etmeye benzemez. Çıkartıp bir parçayı daha iyisini takmak işi ancak otomotiv sanayiinde geçerli olur ,futbol endüstrisinin işleyişi farklı oluyor ,çünkü hammade makine ,maden filan değil ,direk olarak insan. 

Yönetim elbette kendi zihniyetinde doğru bir iş yaptı ve haklıydı. Çünkü onlar için öncelik kulübün gerçek bir dünya markası olmasını sağlamak ve bunun marketing gelirlerininden faydalanmaktı. Yani 2000 senesinde ki hatalara düşmeden başarıyı paraya çevirebilmek gerekiyordu. Ama hesaplanmayan ayrıntı ,bu işin ciddi bir altyapı ve istikrar gerektirdiği oldu. Dünya devi olmak ,her sene Avrupa da boy göstermek ve kupaların doğal favorileri arasında sayılmak o kadar kolay olsaydı zamanının Cosmos takımı ,günümüzün bazı Arap ve çin takımları çok farklı yerlerde olurlardı. Yine de son yapılan Bruma transferi gelecek adına güzel ve önemli adımlar atılacağına ,doğru ve iyi bir planlamaya işaret olarak umut vaad etmektedir.

Evet Drogba inanılmaz bir kariyerdir ama unutulmaması gereken ayrıntı bize Chalsea den gelmiş bir premier lig futbolcusu değil Çinden gelmiş bir veteran futbolcu olduğudur. Evet Sneijder tüm Avrupanın en önemli ofansif orta saha oyuncularından birisidir. Ama gerek sakatlıklar gerekse bazı çalkantılar sonucu en iyi günlerini geride bırakmış durumda. Ayrıca Fatih Terim in kafasında ki oyun şablonunda yeri olmayan bir oyuncu profili. Ancak eğer elinde Sneijder olursa gerekiyorsa şablonu ,sistemi değiştirmek zorunda kalırsın ,ne kadar başarılı olursa olsun.

Bazı futbolcuların değeri maç oynarken hiç anlaşılmaz ama o futbolcu oy nayamdığında takım için ne denli önemli bir parça olduğ çok net görülür. Tıpkı Hamit Altınyop gibi. Geldiği günden beri eleştirmeyen futbol uleması kalmadı adamı. Ama yokluğunda neyin ne olduğu çok net görülüyor. Elbette bakmasını bilen için. 

Bu yabancı hayranlığı artık çılgınlık seviyesine varmış bir kesim taraftarda. Şu Eboue nin geçen sezon ve bu sezonun geçtiğimiz bölümünde takıma ne verdiği hiç tartışılmazken hala Sabri eleştiriliyor. Oysa o Sabri geçen Antalya maçında oynadığı 25-30 dakikaya bile 4-5 asist yazdırıyordu. Ancak Drogba ,Burak ve Sneijder bu ikramları geri çevirdiler. Sabri bu kadar çok eleştirilirken Türkiyenin en çok ters kademeye giren defans oyuncusu olması görülmedi bile. Acaba şu Arsenal li Eboue nin yaptıklarının yarısını bizim alt yapıdan gelen başka da forma tanımayan Sabri yapsaydı neler konuşulur ,ne küfürler edilirdi ?

Emre Güngör e kötü dediler ,gönderdiler. Servet Çetin i küfür kafir kovaladılar. Gökhan Zan hoca kontenjanından takımda tutuldu. Bu çocuklar Danny den mi yoksa Chedjou dan mı daha kötü stoper oyuncularıydı. Ama elbette derileri beyaz ,uyrukları ise T.C. olunca iş bozuluyor.

Burak kadar şanssız adam görmedim ,tanımadım. Bir futbolcunun geçmişi bu kadar mı peşini bırakmaz ? Adam son 4 sezon Türkiye liglerine damga vurdu ,yetmedi geçen sezon Şampiyonlar ligine duman attırdı. Bir sürü yabancı basın ve medya kuruluşunun altın 11 ine seçildi. Milli takımda hiç boş geçmedi. Gol krallığında hep tek oldu. Sürekli kendini geliştirdi ,çalıştı ,eksiklerini giderdi ,zayıf yönlerini güçlendirip silaha çevirdi. Sağ ayakla attı ,sol ayakla attı ,kafayla attı ,penaltıdan attı ,frikikten attı ,adam geçerek attı ,karambolden attı ,süratiyle attı ,tekniğiyle att ,gücüyle attı. Ama her maç birilerine kendini tekrar tekrar kanıtlamak zorunda bırakıldı. Hep satışı konuşuldu ,hep gönderilmesi planlandı. Sonuçta genç bir adamdan söz ediyoruz ,el birliğiyle küstürüldü ,soğutuldu. Bakın bu sene o kendine güvenli ,candan oynayan genç adam yok sahada.

Umut da tıpkı Gökhan Zan gibi ,bir dönemin Emre Aşık ı gibi görev adamı. Gel diyorsu geliyor ,otur diyorsun oturuyor ,oyna diyorsun oynuyor. Taraftar pek önemsemez böyle oyuncuları ama takımda olmazsa olmazdırlar. İnşallah onu da küstürüp takımdan soğutmazlar. Riera için de geçerli olabilir bu saptama. Sahi ,Yekta yı hatırlayanınız var mı bu arada ?

Transfer yanlışları ,kadro planlamasında ki hatalar derken Amrabat ı da unutmayalım. Gerçi o yönetimden ziyade hocanın hayal kırıklığı olsa gerek. Çünkü Fatih hoca bizzat istemişti onu ama 8,5 milyon euro çok abartılı bir meblağ oldu onun için. Bakın şimdi Amrabat mı yoksa bedavadan az pahalı Olcay Şahan mı doğru transfer ? Bu Sneijder le mi takım daha efektif futbol oynar yoksa aşağı yukarı aynı maliyete denk bir Arda Turan alınsa daha mı güçlü bir takım olurduk ? Drogba nın yerine yarı maliyetinde bile olmayan ve hocanın ismen ,bizzat ve ısrarla istediği sol bek Carlinhos daha uygun olmaz mıydı ? Sercan Yıldırım ,Yiğit Gökoğlan gibi oyunculara verilen milyonlarca dolar karşılığında alt yapısını doğru almış Gökhan Töre ,Oğuzhan Özyakup gibi gurbetçi genç oyunculara yatırım yapılamaz mıydı ?

Drogba nın ne futbolculuğuna ne kişiliğine laf söylemek haddim değil ama bu takımın bir numaralı forveti ,golcüsü Burak Yılmaz dır. 36 yaşında ki adam için elimde ki hazineyi yok ettiler. Bir numaralı frikikçisi Selçuk İnan dır. 2 sene boyunca her ölü topa can veren ,her frikiği tehlike ve hatta gol olan adam varken takımda Drogba sayesinde duran top heyecanım kalmadı. Geçtim Selçuk u dünya starı Sneijder bile frikiklerde topun yanına yaklaşamıyor. Hakkıdır ,kabul ama sen Burak ı ,Selçuk u küstürürsen de bu takımda kimya filan darmadağın olur.

Sneijder büyük markadır ,büyük karizmadır ancak 4-4-2 sisteminde oynayacak yeri yoktur. G.Saray ı Fatih Terim çalıştırıyor ve hocanın sistemi de ,oyun anlayışı da bellidir. O rtada ki 4 lü de bellidir ve göbeği Selçuk ile Melo tandemidir. Kenarlar da ilk senesinde yokluktan Kazım ı ,Emre yi ,Engin i filan oynatmak zorunda kalmıştı. Sonra Hamit i ,Amrabat ı transfer etti. Kafasında ki şablon otururken yönetimden Sneijder hediyesi tüm planları alt üst ediverdi. Adam iyi futbolcu ,dünya yıdızı ,yaşı da makul ,oynatmasan olmaz ,oynatsan kesmen gereken adam ya Selçuk ya Melo. Melo defansın emniyet sübobu ,Sneijder ofansif ,Melo ya dokunamazsın. Selçuk son 2-3 sene Türk futbolunda dengeleri değiştirmiş bir fenomen ,her maç da takır takır oynuyor ,kenara alamazsın. Sneijder i kanada koy ,10 kişi çıksan sahaya daha makul ,hiç olmazsa takım bilir ki baştan bir kişi eksik. Mecbur sistemle oynayacaksın. Takım en güçlü rakiplerini 4-4-2 oynayarak sürklase etmiş birbuçuk senedir. Fener i 3 lemiş en az 7-8 fark kaçmış ,sonra yenilmiş 2-1 ama üzgün tek G.Saray lı yok ,futbolun adaletsizliği sadece. Manchester de 2 penaltı hakeme ,3 gol de direğe kurban gitmiş , ilk 3 maçta şanssızlıkla sadece tek puan alınmış ama son 3 maç ki 2 si deplaman 9 puan yazılmış ,gurup geçilmiş. Ve bu sistem ,bir sene evvel şampiyon yapan ,devreye lider sokan ,Şampiyonlar liginde guruptan çıkaran bu sistem yönetimin 2 yıldız transferiyle çöpe atılıyor. 

Şimdilerde 4-1-3-2 gibi bir taktik dizilişle çıkıyoruz da her maç ayrı bir işkence kıvamında. Melo açısından sorun yok ama önde ki 3 lü de Sneijder merkez de forvet arkası olarak çok da etkin bir oyun göstermiyor. Selçuk ise takımın liderliğinden de duran top ve frikiklerde ilk tercih olmaktan da azledilmenin daha da vahimi hiç alışık olmadığı kanatta oynamanın zorluk ve hayal kırıklığında. 

Defansta Eboue kendisini birisi geçse de rüzgarından yere düşsem ,top gelse de ofsaytı bozsam havası içinde ,önemsemez ve daha da kötüsü maç seçme havasında. Kendisine sanırım bir uyarı da gelmiyor. Oysa ilk geldiğinde ki Eboue gerçek bir sağ belle oynama lüksünün ne olduğun öğretmişti bizlere. Danny seri ve çabuk bir oyuncu ama tam bir pimi çekilmiş el bombası. Ne zaman patlar ,rakibe mi patlar elimizde mi patlar belirsiz. Chedjou için bir şey diyemem henüz ama asla bir Ulfaluji değil. Hakan Balta ise kötü başlamadı bu sezona.

Şimdi bir çokları bana katılmayacaktır ama benim görüş ve düşüncelerim bu yönde. Takımın yanlış kurulduğunu ,kadronun yanlış planlandığını ,yanlış bir transfer politikası izlendiğini ve bunun da baş sorumlusunun sayın Aysal ve akıl hocası Bülent Tulun olduğunu düşünüyorum. Hocanın işine karışmak asla haddim olamaz ancak son 20-25 maçı baz alırsak oynanan futboldan zevk de almadığımı söyleyebilirim. Benim ne futbol bilgim ne de tecrübem hocaya akıl vermeye asla yetmese de sahada ki seyrettiğim oyunda yanlışlardan ziyade bazı kilit oyuncuların küskün ,bıkkın ,hatta vaz geçmiş tavırları endişe veriyor. Bu da takım içi dengelerin bozulmuş ,takım içi adalet terazisinin şaşmış olduğu izlenimi uyandırıyor bende. Eğer hoca bu dengeleri ve adaleti tekrar inşa edebilirse karamsar olmaya da hiç gerek kalmayacaktır. Ancak bu yönetim tarzı ile ne kadar başarılı olabilieceği tam bir muamma.