27
2013
O kadar çok bilen var ama farkı yaratan yapanlar. Eleştirmek en kolayı ,hele karalamak iş bile değil. Nasıl olsa asla senin yetilerin serilmeyecek gözler önüne. Ne kadar çok teknik adam var mesela. Ama fark yaratan kaç tane ? Ne kadar çok eleştiren var ama ortaya elle tutulur bir şey koyan kaç tane ? Hadi bunları anlıyorum da saygısız ,seviyesiz atıp tutanlara prim veren insanları ,dünleri hemen unutan balık hafızalıları anlamakta güçlük çekiyorum.
Fatih Terim oymuş ,buymuş. Salla arkadaşım sende salla ,nasıl olsa takip edeni ,hesap soranı yok. Sanki 1994 de 6. torbada dolaşırken Avrupa ve ya Dünya kupası finallerine gitmeyi hayal edebilen varmış gibi. Sanki 1998 de bir Türk takımının Avrupa da kupa alacağını düşünebilen varmış gibi. Bu gün futbolcu eskileri ,sözde spor yorumcuları filan bu ülke futboluna ne katmışlar acaba ? Ya da bir başka deyişle "Türk futbolu" denilen olgu bu gün iyi kötü bir saygı görüyor ise bunda Fatih Terim in % 10 u kadar payı olan bir şahıs var mı bu ülkede ?
Gelin sadece gerçeklere bakalım ,olabilecek değil olmuş ,yaşanmış gerçeklere. Her gün çeşitli kanallarda birileri fubolu anlatıyor ,yanlışları gösteriyor ,yapılmayanları vurguluyor. Bakıyorsun bu şahısların kimi eski futbolcu ,kimi eski hoca ya da hakem ,bir kısmı da spor yazarı. Bu insanlar saha da aktif görev yaparken Türk futbolu ne haldeydi acaba ? Örneğin Turgay Şeren ,Gökmen Özdenak ,Sanlı Sarıalioğlu ,Ziya Şengül ,Can Bartu ,Engin Verel gibi insanlar bu ülke futboluna ne vermişler. Kimse kusura bakmasın ama rahmetli Metin Oktay ,rahmetli Lefter ,baba Gündüz ,Hakkı Yeten gibi efsaneler varken hangi Avrupa kupasını kaldırmışız ,hangi milli kupada mesela yarı ya da çeyrek finale Türkiye yazdırmışız ? Adamlar efsane diye Pele lere ,Beckimbauer lere ,Boby Robson lara ,Platini lere ,Maradona lara ,Santillana lara ,Cruyf lara tapıyorlar ama onlar da nasıl olmuşlar neler yapmışlar ortada. Kıyaslayın bakalım gerek kulüp gerek ise milli takım kariyerlerini.
Kalkıp ta Fatih Terim için ne laflar ediliyor bu ülkede. Ağzı olan konuşuyor ,beyne gerek yok. Adamın ne futbol bilgisine ,ne teknik adamlık yetilerine ,ne sosyal becerilerine inanan yok gibi. Ama gerek G.Saray gerekse milli takım ne zaman sıkışsa çalınan kapı ,bulunan çözüm hep aynı. Gelsin Fatih hoca ,bitsin sorunlar. O da gelir ,şapkadan her seferinde tavşan değil ,kupa ve şampiyonluklar çıkartır. Ama bir kısım mutlu olamaz ,kaşıntı başlar yeniden. Sonra aynı senaryolar tekrarlanır durur. Haksızlığa uğrayan ve mağdur edilen her seferinde hoca. Ama nasıl bir bakış açısı ise egosu yüksek olan ,saygısı eksik olan yine hoca.
Hadi milli takım ayrı bir platform. Orada duruşundan ve renklerinden dolayı hocayı tutmayanlar ,istemeyenler ,çekemeyenler olacaktır ki bu da çok doğaldır. Çünkü hoca asla profesyonel olmadı. Profesyonel adam parasını ve projesini beğendiği kulübün renklerine bakmaz imzayı çakar. Oysa hoca belki 4 belki 5 kere Fener ve Beşiktaş ın açık çekini elinin tersiyle itti.
Şimdi diyorlar ki neden 2 senelik kontratı kabul etmemiş. Başkan madem bu kadar güveniyordu neden 2011 de 5 senelik kontrat koymadı önüne ? Neden hocaya her sene 1 yıl olarak imza atalım teklifi getirdi ? Neden Yıldırım Demirören e bu takım hem lig hem de şampiyonlar liginde mücadele edecek ,ben hocanın konsantrasyonunu başka yöne kanalize etmesine ,aklını ikiye bölmesine izin veremem demedi ? Arka arkaya gelen şampiyonluk ve başarılardan sonra olağanüstü seçim kararı alarak yönetimde hocaya en yakın olan 3 ismi neden oyun dışında bıraktı ?
Diyorlar ki hocaya başarılı olması için büyük imkanlar sunmuş sayın Aysal. Selçuk İnan ve Elmander transferi bunu diyenlerin küfür ettiği sayın Adnan Polat yönetimi tarafından Şubat ,Mart aylarında bitirilmişti zaten. Eboue transferi bizzat Fatih hoca tarafından yapıldı ve Arsenal gibi bir kulüpten ederinin çeyreğine alındı ki bir İngiliz gazeteci "imkansız ,bunu Terim nasıl başardı ?" şeklinde yazmıştı. Amrabat transferi için hoca istiyorum ama kesinlikle 5 milyon euro dan fazla vermeyelim demişti. Umut Bulut u ve Felipe Melo yu da kiralama formülü hocanın denetimi ve çalışmaları ,ikili ilişkileri kullanılarak yapıldı. Ancak Arda nın satılmasına kesinlikle karşı olduğu halde oyuncunu isteğiyle yönetim sattı. Haksız diyemem çünkü 2 sene sonra mukavelesi bitince bedelsiz de ayrılabilirdi. Muslers ise gerçekten Aysal yönetiminin yoğun ve ısrarlı çalışmasının ürünüdür. Hamit Altıntop u da ikna eden isim Fatih Terim dir ki oyuncunu menajeri F.Bahçenin daha iyi bir teklif yaptığını ama hocayı kıramadıklarını açıkladı. Keza benzer bir durum Burak Yılmaz için de geçerli olmuştur.
Hoca geçen sene özellikle Şampiyonlar ligi başarısından sonra bu sene için 2 isim istedi yönetimden. Arda Turan ve Carlinhos. Yönetim her iki oyuncuyu da aynı mevkilere benzer alternatifleri de almadı. Hoca Gökhan Töre ve Kerim Frei isimlerini verdi ,hem genç ve yetenekli hem de Türk olmaları önemliydi. Yönetim garip pazarlık stratejileriyle bu gençleri feda diyen Beşiktaş a kaptırdı. Hoca orta sahaya Alper i istedi ,yönetim transfere başladığını borsaya bildirdi ,Fener yönetimi de oyuncuyu aldığını bildirdi.
Drogba ve Sneijder olayına girmiyorum artık. Her ikisi de hocanın talebi olmadığı halde kendisine asla danışılmadan yapılmış % 100 Aysal & Tulun ortak yapımı transferlerdir. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu takıma Sneijder i almakla mesela İker Casillas ı almak arasında bir fark yoktur. Bruma transferi için ise sayın başkanı ve yönetimi tebrik etmek gerekir. Gerçekten Türkiye için devrim niteliğinde bir transfer oldu.
Elbette konu futbol olunca herkesin bir fikri vardır. Mutlaka eleştirilemeyecek teknik adam da yoktur. Ancak eleştiri dediğin de biraz mantıklı ,biraz makul biraz da terbiyeli olur. Yok hoca motivasyon haricinde sıfırmış ,yok teknikten ,taktikten anlamazmış ,yok fizik olarak takımı hazırlayamazmış mış mış mış. Be arkadaşım bir adam hem futbolu bu kadar bilmeyecek hem de koca ülknin futbolda ki tüm başarılarının ,elle tutulur yaptığı her işin ardında o olacak. Hadi bir olur ,iki olur tesadüf dersin ama Fatih Terim hep başardı. Bak ,fazla değil 1-2 ay evvel 2014 ü konuşan tek spor yazarı varmıydı ülkede ,Fatih Terim geldi ,180 dakikada ne oldu. 2011 de zar zor ligde kalan takım 2012 ve 2013 de şampiyon oldu. Sen hocayı çıkartsan tarihinden bir de yıldız çıkartacaksın formandan ,müzenden de uefa ve süper kupayı.
Takım iyi top oynamıyormuş. Ne zamandır oynamıyor acaba ?Yönetim iki flaş transferle işleyen çarka çomak sokmadan evvel tıkır tıkır oynuyordu oysa. Sen eğer Selçuk gibi istikrarlı bir adamı küstürürsen ,Burak gibi son 3-4 sezon Türk futbolunun kaderini değiştirmiş bir adamı darıltırsan ,Umut gibi ,Elmander gibi takım oyuncularını formaya hasret bırakırsan takım takım olmaktan çıkar. Her duran topta gol diye ayağa kalkan tribünler Drogba sayesinde en tehlikeli frikiklerde bile yerinden kalkmaz oldu. Sneijder i oynatmak için şampiyonluklar ,Avrupa da turlar getiren sistemden vaz geçmek zorunda kaldık. Selçuk gibi bir maestro kanatlara hapsedildi. Hocanın bu isimleri oynatmamak gibi bir şansı da olamazdı.
Biz ne hocalar gördük bu takımda yıllardır. Ne büyük isimler geldi geçti. Ama bir Fatih Terim daha görmedik asla. Evet Lucescu ,Derwall ve Feldkamp çok önemli işler yaptılar. Özellikle Lucescu kendisinden beklenenin kat kat fazlasını verdi. Derwall zaten Türk futbolunda ilk devrimi gerçekleştiren adam olarak tarihte yerini aldı. Ama öyle kötülerini de gördük ki gözüm korkmuyor değil. Rijkaard ,Hagi ,Skibe gibi bir hoca gelirse bu saatten sonra gel hocam bizi kurtar ,kümede kalalım diyebilecek bir Fatih imiz de kalmadı artık.
İsteyen istediğini düşünmekte ,sahada oynanan oyunu istediği şekilde yorumlamakta özgürdür elbette ,buna kimsenin de bir itirazı olamaz sanırım. Ancak bu gün bakıldığında hiç kimse G.S aray geçen yıl Kasımpaşa maçında kötü oynadı demez ,geçen yıl G.Saray şampiyon oldu der. Eğer seni amaca taşıyan bir hoca varsa başında sen de taraftar olarak ,yönetici olarak ,malzemeci ,masör ,güvenlik görevlisi fark etmez ,bu camianın bir parçasıysan yardımcı olacak ,işini kolaylaştıracaksın. Fatih hoca bize geldiği günden beri alınan sonuçlarla ,kazanılan kupalarla ,şampiyonluklarla kulübe çağ atlatmıştır. Bu gün Türkiye ligini en fazla kazanan takımdır Galatasaray ,Avrupadan kupa getiren yegane Türk takımıdır. Ancak İtalya da gördüğü saygıyı Türkiye de asla görmemektedir. 6 ay çalıştığı Fiorentina da ,3-4 ay çalıştığı Milan da taraftarın ona karşı gösterdiği sevgiyi ,saygıyı ,iltifatı nedense bir takım G.Saray taraftarı esirgemektedir. Ünal Aysal ın tek adamlık sendromunu da ,lisecilik saplantısını da anlarım ama G.Saray a sadece sevgiyle bağlı olan ,hiç bir çıkarı ,menfaati olmayan ,cebinden para vererek kulübünün yanında olan taraftarın böyle başarılı bir hocaya toz kondurmasına anlam vermek imkansız. Üstelik bu adamın en az kendisi kadar koyu bir taraftar olduğunu ,işine ne denli bağlı olduğunu ,bahane üretmek yerine çözüm üreten bir karakteri olduğunu ve başarıya daima aç olduğunu bilmeyen de yoktur sanırım. Bir G.Saraylı olarak gerçekten umutsuzum ,yastayım ,üzgünüm ,utanç duyuyorum. Bir Fenerli ya da Beşiktaşlı olsaydım zil takıp oynar ,sabaha kadar kutlar ve sabahta ilk iş bir buket çiçek yaptırır ,bir kutu çikolata alır gider Ünal beyin ellerinden öperdim. Benim gücüm bir şeye yetmez ama ilk iş olarak G.Saray kredi kartlarını iptal ettirdim. Sonra GS mobil telefon hattımı değiştirdim. Arena ya artık yolum düşmez ,Stor dan bir çorap bile almam. Yani bu yönetim kaldıkça benden bu kulübe tek kuruş maddi gelir çalışmayacak. Aynı şeyleri 4-5 tane yakın arkadaşıma da tavsiye ederek yaptırdım. Elimden gelen de budur.