21
2014
Bu neyin siniri ,neyin öfkesidir böyle ? Nedir G.Saray taraftarını bu denli şaşırtan ? Ben gerçekten anlamıyorum bu hezeyanı ,bu isyana anlam vermekte zorlanıyorum. Oysa bu gün olacakları daha eylül ayında göremeyen anlayamayan insanların bu kadar patırtı kopartmaları gereksiz. O gün yazmıştım ,bu gün yine yazıyorum maalesef ,asıl kahrolanlar ben ve benim gibi gücü yettiğince ,dili döndüğünce zamanında uyarıyı yapanlar ,yazdık diye hakaretlere ,küfürlere maruz kalanlar oluyor hep. Dedikleri olan ,zamanın haklı çıkardıkları ortada da ,takım katledilirken bize sallayanlar devekuşu misali başları kumun içinde ama heveslenmesinler kıçları açıkta zira. Burada nickeriyle ,yazdıkları her kelime ,ettikleri her küfür ve hakaretle ,tarihiyle yazarım herbirini.
Ünal Aysal yönetime geldiğinde yani zembille indirildiğinde futbol takımı belki de tarihinin en dip noktasına varmıştı. Eğer bu ülkede 3 büyük takımdan birisini yöneteceksen diğer branşları uçursan ,tesis rekorları kırıp finansal mucizeler yaratsan bile fytbol takımı kötüyse sende kötüsündür. Bu basit gerçeği herkes gibi sayın Aysal ve akıl hocalarıda net olarak biliyorlardı elbette. Rijkaard ın batırdığı ,Hagi nin de tüy diktiği takıma nasıl bir sihirli değnek dokunacaktı ki hem taraftara moral hem de Aysal ve saz arkadaşlarına güven kazandıracaktı. Bu da çok basitti ,bu ülkeyi ve G.Saray ı tanıyan herkes için isim ve adres belliydi. Alırsın yanına Ali Dürüst gibi hocanın asla kıramayacağı bir ismi gidersin ve hocam geç direksiyona ,Florya senin dersin. Fatih Terim küme düşmenin potasından dönmüş ,inancı ,güveni ,ruhu kalmamış bu takımı ayağa kaldıracak tek isimdi elbette.
Fatih hoca gibi bir isimle çalışmak zor değil çok zordur. Elbette bu kulübe başkan olmanda renk aşkın ,hizmet isteğinden fazla egoların sana yön veriyorsa. Aksi durumda ise çok kolaydır ,bırakırsın futbol şubesini hocanın eline ,verirsin Florya nın anahtarlarını sonra kurulursun şeref tribününe ya da locana ,kupa törenlerinde inersin sahaya. Sana kalan sadece şampiyonlukların ,kupaların ,galibiyetlerin tadını çıkartmaktır. Bir kulübe başkan ya da yönetici olmak için gerekli olan şartların başında renk aşkı ve gönüllü hizmet isteği gelir. Ego ve kişisel hırslar yöneticilik vasıfları arasında yoktur. Ama futbolcu ve teknik adamlarda bu vasıflar olmazsa olmazlsr arasındadır. Çünkü bir teknik adam hırs ve ego sahibi değilse onun yönetiminde başarı ,kupa filan hayal etmeyin boşuna. Yani sporu yapan ve takımın teknik kadrosu bilgi ,ve becerilerinin yanında hırslı ,ego sahibi insanlar olacak ki başarı gelsin. Bakın tüm dünyadan örneklerine ,Alex Ferguson dan ,Jose Mourinho ya ,Cristiano Ronaldo dan ,Arjen Robben e kadar ne kadar başarılı hoca ve sporcu varsa hepsi idaresi zor ,ben merkezli ,inatçı ve zor karakterlerdir. Oysa kulüp idarecileri elbette bilgi ,tecrübe ve disiplinin yanında tam aksine anlaşmacı ,uzlaşmacı ,hatta biraz politik ve gerektiğinde de alttan almasını bilen olgun insanlar olmak zorundadır. Mesela bir Real Madrid in ,Dortmund un ,Man U. ın yöneticilerini kaç isim tanır acaba ? Oysa tüm Floransa nın nefret ettiği eski Fiorentina başkanı Gori yi tüm dünya biliyordu.
Burada Fatih Terim e övgüler düzecek ya da başardıklarını anlatacak ,kariyerini öğretecek ,nasıl imkansızı hedeflediğini ve olmazları gerçekleştirdiğini tekrar göstermeyeceğim. Bilmeyenlere ,hala anlamayanlara nasıl bir G.Saray sevdalısı olduğunu da anlatmayacağım. Zaten bunlar için bunun gibi bir kaç düzine yazı bile çok yetersiz kalır. Fatih Terim de nihayetinde bir insandır. Bir değil birçok hataları olmuştur. Yanlışlar yaptığı ,yanıldığı zamanlar olmuştur ,herkes gibi. İnatçıdır ,kolay kolay bildiği doğrudan şaşmaz ,yaptığı yanlıştan vaz geçmez. Egoları ,hırsı çok yüksektir. Agresiftir ,alttan alması ,idare etmesi yoktur. Sinirli değil çok sinirlidir ,haksızlığa uğradığını hissettiğinde her türlü deliliği yapacak bir karakter yapısı vardır ,çok kolay tahrik olur ,çok zor sakinleşir. Zaten bundan geçen sene birilerinin ,hakem maşaları kullanarak nasıl yararlandığın gördük hep beraber. Ama bu toprakların gördüğü en büyük futbol dehasıdır ,Türk futbolunun kaderini değiştiren bir devrimcidir. Dün kimsenin hayal bile edemediğini o gerçek yaptı. Açık ara hem biz de hem milli takımda tüm rekorların sahibi oldu. Neymiş efendim ,egosu yüksekmiş ,adamın yaptıklarının çeyreğini hayal edebilenin kendini peygamber ilan ettiği bir ülkede yaşıyoruz ,dikkatinizi çekerim.
Mancini eleştirilerine hiç ama hiç katılmıyorum. Adama haksızlık etmeye gerek yok. Sonuçta kurulu bir düzene hem de geç geldi. Tanımadığı bir ülkeye ,farklı ve hiç alışık olmadığı bir sistemsizlik karmaşasına dalıverdi. Sonuçta profesyonel bir teknik direktör. Bu ülkede araba kullanmayı bile bu kadar sürede zor çözer. Ne de olsa Avrupa da saat gibi işleyen ,aksaksız bir sistemden ,düzenden geldi. Biz de ise düzen denilen şey karmaşadır ,sistemimiz ise sistemsizliktir. Bu karmaşayı iyi ve doğru algılayıp ,yönetmek kolay iş değildir. Hayatımız da böyledir ,futbolumuzda. Mancin eğer Terim olmayacaksa kabul edeceğim 3-4 hocadan birisidir ve getirilmesi en zor olanların başında gelir. Ama zamana ihtiyacı olduğu da çok bariz bir gerçek. Ancak altını tekrar çizeyim burada ki tek kıstas ,anahtar kelime "Terim olmayacaksa" dır. Eğer olursa liste başım Mourinho bile 2. sıraya iner.
Aysal ın içi geçmiş çileklerini ve popülarist politikalarını dün alkışlayıp ,hava alanına koşanlar ne çabuk tükettiler o bahar aromasını. Fatih Terim istemedi diye bu isimleri hocaya demedik laf bırakmayanlar şimdi neye ve kime boş laf anlatıyorlar. Arkadaş adam geldi ,averajı eksi bir takımdan şampiyon bir takım yarattı. Sezon ortasında Rijkaardzede Servet ten yarar gelmeyince genç Semih e tereddütsüz forma verdi. Kanatlar işlemiyor diye ağlamaktansa genç Emre ve Engin den kanat oyuncusu yarattı. Sol bek formsuz diye bahane uydurmaktansa Riera dan sol bek yarattı. Ve o devşirme takımla bir sezonda iki kere şampiyon takım yarattı. Sonra Burak ,Hamit gibi takviyelerle şampiyonluk apoletini koruyup şampiyonlar liginde de çeyrek final oynadı. Hepsi hepsi bir sol bek diye ısrar etti adamın eline Sneijder i ,Drogba yı tutuşturdular. Yani pişmiş aşına su kattılar ,olmayanı eklemek yerine olanı bozdular. İşleyen çarka çomak soktular ,oturmuş düzene ,tıkır tıkır işleyen sisteme bomba koydular. Hoca dedi bir sol bek alın ,o mevkiden hariç her yere adam aldılar. İlle de çilekse Kaka olsun dedi al sana Sneijder dediler. Oysa Kaka nın sağ kanatta oynayıp Fener i nasıl tek başına dağıttığını bu gün gibi hatırlarım hala. Sneijder ise ya forvet arkası oynar ya da forvet arkası ,başkan bile biliyor. Ama hocanın oturmuş sisteminde forvet arkası olmadığını bilmiyor mu acaba ?
Fatih Terim yönetiminde ki takımın zayıf tarafı sol bek mevkisiydi. Bunun yanında iyi bir kanat takviyesi olsa çok iyi olacaktı ama olmasa da hoca bunu telafi edebilirdi. Şampiyonlukları ve Avrupa da başarıyı getiren ,rakipleriyle farkı yaratan asıl bölge ise Melo ve Selçuk tan oluşan ,inanılmaz bir verim ve istikrarla oynayan orta tandemdi. Burak Trabzonda olduğu gibi her gün üzerine koyuyor ,leblebi gibi goller atıyordu. Muslera ise Taffarel ile Mondragon dan sonra kalenin güvenini tam anlamıyla sağlamıştı. Bazen Elmander ,bazen de Umut Burak a mükemmel yardımcı oluyordu. Hocanın 5 milyondan bir kuruş fazla vermeyin dediği Amrabat hayal kırıklığı yaratsada zaman zaman önemli katkılarda yapmıyor değildi. Hamit önemli işler yapıyor ,Emre ,Engin ,Eboue ,Sabri ,Hakan ,Semih ,Riera gibi oyuncularda forma giydiklerinde sırıtmıyorlardı. Sonra ne oldu bu takıma ? Drogba geldi ,Burak ikinci forvet oluverdi. Bu denli iyi oynarken ,sürekli kendini geliştirirken hak mıydı bu ? Selçuk sayesinde duran topların en tehlikeli takımı olan G.Saray duran top golü atamaz duruma geldi. Drogba her topun başın gitmeden rahat edemedi. Sneijder i oynatmak adına sistem bozuldu ,futbolumuz çirkinleşti. Takımın kimyası ,fiziği ,matematiği ne varsa alt üst edildi. Buna rağmen Fatih Terim in önünü kesemeyenler ,medyaya el altıından haber servisleriyle ,yalanlar ve iftiralarla hocayı sindirmeye ,sinir harbi ,soğuk savaş stratejileri ile yok etmeye çalıştılar. Ve sonunda G.Saray tarihinde hiç bir başkanın tenezzül dahi etmediği çirkin ayak oyunları hedefine ulaştı.
Şimdi Fatih Terim i yemeyi başaran Ünal Aysal muhtemelen başarısızlığın da faturasını Roberto Mancini ye kesme hesaplarına girişmiştir bile. Evet Chalsea ye her daim elenmek normal olsa bile böyle bir futbol bize hiç yakışmadı. Ancak yenilirken bile gurur duyulacak ,alkış alacak takım da zaten Mancini nin değil Fatih hocanın vaadiydi. Ben bu başarısızlığı Ünal beyin istediği gibi Mancini ye yüklemek yerine başkanı sorumlu tutuyorum. Ve açık seçik şunu iddia ediyorum ki bu takıma 2 sene başarılar yaşatan sadece ve sadece Fatih Terim dir. Ve Fatih Terim bunları Ünal Aysal ve saz arkadaşlarına rağmen başarmıştır. Sadece Fener ve fenerasyonla değil iç düşmanlarıyla da savaşmış ve kazanmıştır. Ünal Aysal ın yerine tribünden herhangi bir taraftar o mevkiye otursa da sonuçlarda hiç bir değişim olmazdı. Beni zaman ve sonuçlar sonuna kadar destekliyor ,farklı düşünenler hangi gerçek verileri kullanabilir acaba ?