26
2014
Birilerine laf anlatamadık ,görüş beğendiremedik. Ben ne bileyim taraftar olmayı hep acı çekmek olarak gördüklerini. İşleyen çarka çomak sokup başarıdan ,zirveden dibe vurdurana biat ettiklerini. Asıl zevki Fener i ,Beşiktaş ı titrtmekten ,dünyadan bezdirmekten ziyade onları tozunu yutup ızdırap dolu 90 dakikalarda bulduklarını. Bu sebeple kendime ait tek bir görüşe yer vermeden ,yorum yapmadan iki kelime yazacağım ,cevabı da yorumu da size ait.
Sizin başkanınız 2011 Haziran başında basın mensuplarının Fatih Terim ile imzalanan 4 senelik kontratı Ünal Aysal ın kabul etmeyerek gece saat 11 de bir kulüp çalışanı vasıtasıyla hocanın evine göndererek 1 senelik yeni sözleşme imzalanmasını sebebini sorduklarında verdiği birebir cevaptır.
Ben sadece başarıya endeksli çalışırım. Bu sebeple idareci konumunda görev alan hiç bir çalışanımla uzun vadeli anlaşmalar yapmam. Hocayla da oturduk konuştuk ,isteklerimizi ,beklentilerimizi belirttik ,bunula beraber hocaya verebileceklerimizi de anlatık. Elbette G.Saray gibi bir camiada tek başarı kıstası şampiyonluktur. Şampiyonluk dışında her sonuç başarısızlıktır. Gelecek seneden itibaren katılacağımız Avrupa kupalarında da başarılı olacağız ,guruplardan çıkacağız. Eğer hocamız verdiği sözleri yerine getirip başarılı olursa sezon sonu tekrar oturur anlaşırız ,bir sonra ki sezon için. Bu böylece devam eder ,başarılı olan kalır ,olamayan ile teşekkür eder yollarımızı ayırırız. Benim çalışma prensiplerim böyledir.
Şimdi yorumsuz ,fikir beyan etmeden sorarım. G.Saray başkanlık makamına oturan insanın özellikleri arasında ,mertlik ,sözüne güveilirlik ,sözünün arkasında durmak gibi özellikler var mıdır ? Eğer daha çocukken bize babamız ,ağabeylerlimiz ,öğretmenlerimiz tarafından öğretilen ,iyi ,düzgün ,ahlaklı ve namuslu bir insan olmanın bu basit ve temel kuralını koskoca G.Saray Spor Kulübü başkanlık makamını dolduran şahıs da öğrendiyse sezon sonu muhtemel bir başarısızlıkta yani şampiyonluk harici bir sonuçta bakalım ne olacak.
Fatih Terim sezon başı yönetime verdiği raporda kadroda (Muslera ,Eboue ,Danny ,Riera ,Melo ,Amrabat ,Drogba ,Sneijder) 8 yabancı olduğunu ,sol bek ve stoper mevkilerine birer yabancı takviyesi istediğini söyledi. Sol bek için ısrarla Carlinhos ismini verirken stoper bölgesi için verdiği 4 isimden birisi ve en uygun olanı Fransa da yılın defans oyuncusu olan Chedjou idi. Ayrıca o raporda takımın gençleşmesi ve yerli kontenjanı için mutlaka kadroya istenilen Alper Potuk ,Gökhan Töre ,Kerim Frei ,Sercan Sararer ,Emre Can ve Serdar Aziz isimleri bulunmaktaydı. Gökhan Töre yılda 130 bin euro ,Alper Potuk ise 300 bin dolar için rakiplere kaptırıldı. Oysa kulüpleriyle anlaşmalar yapılmıştı bu isimlerin. Kerim ve Sercan da çok düşük farklar için elden kaçarken Emre Can Türkiye de oynamaya ikna edilemedi. Serdar Aziz için ise Bursa neredeyse tesislerimizi isteyecekti. Ayrıca yine hocanın listesine giren Ömer Toprak da gelmeyi istemedi.
Bu sezon devre arasında para vererek ya da bedava gönderdiklerimizi de hesaba katarsak 30 milyon euronun üstünde bir fatura ile tam 9 futbolcu alındı. Bunlardan Telles için laf söylnmez sanırım. Geldi ve oynuyor. Ancak Burdisso için yarım sezonda ödenen 300 bin euro ya bakacak olursak Gökhan Töre ve Alper potuk un nasıl bedava kaybedildiğini daha net anlarız sanırım.