06
2014
En son söyleyeceğimi en başta söylerim olur biter. Federasyonun bize verdiği saha kapatma cezası son derece doğru ve isabetli bir karar. Çok ağır olduğunu iddia edenlerin aksine hafif kaldığını bile düşünüyorum. Asıl sorun olan şey ise bu tarz caydırıcı cezaların her takıma aynı cesaretle uygulanamaması.
Beşiktaş takımı Bursa şehrine giremedi bu ülkede. Trabzon da neredeyse olay çıkmayan ,sahaya akla gelen gelmeyen ne varsa yağmayan bir maç oynanmıyor. Kadıköy de polis arabaları ters çevriliyor ,benzin istasyonları ateşe veriliyor. Sözde şampiyonluk kutlaması yapan taraftarlar !!! mağza yağmalıyor ,dükkan kundaklıyor. Olimpiyat stadında sahaya maç oynanırken 5 bin kişi giriyor. Ve bunların hepsi de Yıldırım Demirören federasyonu döneminde oluyor.
Şike yaptığı özel yetkili Tükiye Cumhuriyeti savcısı tarafından ispat edilen ,bağımsız Türk mahkemeleri tarafından ceza verilen kişi ve kurumlar TFF tarafından korumaya alınıyor. Bu işlenen suçlar UEFA tarafından cezalandırılıyor ,ceza CAS tarafından onaylanıyor ,itirazlar bağımsız İsviçre mahkemelerinden geri çevriliyor. Yani futbolda şike ve teşvik suçu sağlam delillerle onanıyor. Ama Türkiye de bu suçun cezası yok.
Eğer eski başbakan şimdi ki Cumhurbaşkanının dediği gibi cezayı kurumlar değil de suçu işleyen şahıslar çekmeli ise sen hiç bir stadı kapatamazsın. Kaldı ki o ceza verdiğin maçta stattan da güvenlikten de sadece federasyon sorumluydu.
Ancak bu yaşananlara şaşıran varsa ben de işte buna şaşırırım. Bu ülke federasyonun başında ki şahıs yani Yıldırım Demirören kimdir ? UEFA Fenerbahçe ,Eskişehir ve Sivasspor kulüplerine ceza verdi ,kendi organizasyonlarına kabul etmedi. Sebep bu kulüplerin şike ve teşvik suçu işlemeleri.
İyi ama Beşiktaş ne sebeple UEFA organizasyonlarından men cezası aldı ? Evrakta sahtekarlık yapmak. Beşiktaş kulübü kendi futbolcularının imzasını taklit ederek rutin prosedür olan kulüpten geçmişe dönük alacağım yoktur belgelerini oyuncularından habersiz sahte imza ile UEFA ya gönderiyor ve bunu duyan bazı yabancı futbolcuların itirazı ile olay açığa çıkıyor. Peki bu sahtekarlığı yapan ve kulübün 100 küsur yıllık tarihine kara çalan başkan kim di ? Yıldırım Demirören den başkası değil elbette.
Türk sporunun yönü değişecek ise bunu yapacak insanların en başta sütten çıkmış ak kaşık olması gerekmektedir. Geçenlerde Türk sporunda tanıdığım ve saygı duyduğum son beyefendi ,Süleyman Seba başkan rahmetli oldu. Cenazeyi İstanbul dışında olduğum için televizyondan takip etmek zorunda kaldım. Kendisine hiç hak etmediği küfürleri edenlerin ve ettiren kravatlı beyzadelerin timsah gözyaşlarını görmek içimde ki üzüntüden çok öfkemi alevlendirdi.
Şike yapanı ,şehri yakanı ,yağmacıyı ,kundakçıyı ,ırkçıyı ,sahtekarı ,bahis şikecisini ,şehir eşkiyasını bu işlerin dışına atmaya cesaretin var mı ? Buna gücün yeter mi ? Bunu yapacak kadar geçmişin temiz mi ? İşte bu sorulara evet diyebilen babayiğit Türk futbolunu kurtarır. O zaman hiç kimse Manisa da ki maçta sahaya atılanlar yüzünden Arena neden kapanıyor ,bu ceza ağır diyemez. Ancak o zaman da bu ülke de Bursaspor kulübünün kapısına kilit vururlar. Trabzonspor ve Fenerbahçe 3 sene maçlarını 1000 km uzakta bir şehirde oynamak zorunda kalır. Beşiktaş ise 1 yıl ile kurtulur. Fenerbahçe amatör lige ,Eskişehir ,Sivas ,Bucaspor ise bir alt liglerine düşürülür.
Bireysel olarak ise Gökdeniz başta olmak üzere Emre Belözoğlu ,Volkan Demirel gibi oyuncular değil milli forma giymeyi Türkiye de lisans bile çıkartamazlar. Ancak isteyen kızsın ama Melo da dahil olmak üzere Emenike ,Meireles gibi yabancıların Türkiye de çalışma izinleri iptal edilir.
Sözün özü adalet yoksa güven de yoktur. Güven yoksa ağzınla kuş tutsan bir adım öteye gidemezsin. Evet Galatasaray a hak ettiği cezayı verdin belki ama hangi Galatasaray lı Yıldırım Demirören federasyonuna ve onun kurullarına az da olsa güven duyuyor ki ? Ya da bu güveni kazanmaya dair bu federasyonun tek bir doğru hamlesi olmuş mu ?