Türk milletinin dünyaya verdiği ne vardır tarihte. Şanımızdan ,savaşçı ruhumuzdan filan bahsetmiyorum aman yanlış anlamayın sakın. Sonuçta her zaman her yerde gururla şerefle söylerim öz be öz Türküm ve bu da gururumdur.  Ancak biz kökleri binlerce yıla dayanan bir ulus olarak insanlık tarihine ne katmışız ,neyi bulmuşuz bunu soruyorum ? Bildiğim kadarıyla bir yoğurt Türk icadı olarak tescil görmüş dünyada. Geçenlerde okudum bir yerlerde ,sanırım ya Finlandiya lı ya da Norveçli yani kuzeyden önemli bir bilim insanı geliyor memleketimize. Adam İstanbul u geziyor 3-5 gün sonra giderken soruyor yanında ki yetkililere  "siz Türkler İstanbul u alalı neredeyse 600 sene oldu ,ne zaman yerleşmeyi düşünüyorsunuz ?"

Arkadaşlar ağzı olan konuşuyor misali usul bilmeden ,üslup bilmeden hepsinden öte haddini bilmeden herkes aklına geleni yazmak zorunda mı burada ? Eleştiri ile hakaret ,küfür ,aşağılama arasında ki farkı öğrenmemiş vatandaş gelmiş burada sözde hocayı eleştiriyor ,oyuncuları eleştiriyor. Sitenin editörü de nerde hareket orda bereket diye olsa gerek bu seviyesizliğe onay verip yayınlatıyor. Arkadaşlar hoca şu oyuncuya çok fazla şans veriyor ,aslında şunu oynatmalı ,takım daha ofansif ya da defansif oynamalı ,takımın fizik gücü yetersiz ,daha ağır fiziksel idmanlar yapılmalı gibi analizler ,görüşler eleştiridir. Ancak Prandelli futboldan hiç anlamaz ,Fatih Terim taktik teknik bilmez ,Mancini hoca bile değildir gibi zırvalar sadece ve sadece terbiyesizliktir ,ayıptır ,haddini bilmemektir.

Dün Terim e ,Mancini ye bu gün Prandelli ye sallayan zihniyet aslında hep aynı garabetin ,kör cehaletin ürünüdür. Hala sahada oynanan futbolu play station ve ya fm oyunu sanan zihinden de bundan fazlasını beklemek sanırım iyimserlik değil saflık olur en hafifinden. Ünal Aysal gibi dünya futbol tarihinin eşini benzerini yazmadığı bir haine de ancak bu saflar yeni bir Abramoviç muamelesi çekerler. Çünkü emeğe ,alın terine çalışmaya değildir inançları. Kısa yoldan bir para babası gelecek ve yüz milyon dolarları kulübe bağışlayacaklardır. Bu hayal dünyası o kadar tatlıdır ki gözlerinin önünde ki soygunu ,ihaneti göremez kamaşmış gözler. Sonra zaman en acımasız gerçekleri kazık gibi sokunca böğrümüze bu güruh diyemez de biz çok yanılmışız diye. Haırdır nasıl olsa günah keçileri ,hocadır baş suçlu ,Selçuk tur ,Burak tır ,Hakan dır yardımcıları.

Bu gün Prandelli ye sallayan ,hakaret ve aşağılama yağdıran arkadaş kimsin sen ? Kimdir Prandelli ? Aynı soruları Mancini ve Terim hocalar için de soruyorum aynı şekliyle. Cevaplarını da vereyim elimden geldiğince nezaket sınırlarını zorlamamaya çalışarak. Kardeşim Prandelli bizim TV. başında seyrettiğimiz dünya kupasında İtalya Milli takımının hocasıydı. O İtalya dünya kupaları tarihinin Brezilya ve Almanya ile birlikte en çok kazanan ,en başarılı 3 ülkesinden birisidir. O İtalya tam 9 farklı takımıyla Avrupa kupalarını kazanmış bir ülkedir. O İtalya bizim asla sahip olamadığımız bir spor kültürüne ve ekolüne sahip en önemli ülkelerden biridir. Ve emin olun ki İtalyan futbolunu yönetenler yazı turayla teknik adam getirmezler takımın başına. Ayrıca bizim futbol ilahlarımız ,efsanelerimiz Lefter ler  ,Metin Oktay lar ,Baba Hakkı lar mesela bir dünya kupası ya da Avrupa kupası yarı finali bile görmemişlerdir. Oysa İtalyanların Rossi leri ,Zoff ları o kupaları elleriyle kaldırmışlardır defalarca. 

Fatih Terim e laf denler de çok oldu bu memlekette. Artık buna cevap vermeye  zahmet bile etmeyeceğim ama İmparator u çıkartınca Türk futbolundan elimize kalan 6. torbadan kura çeken Lüxemburg ,Malta ,Liechtestain ayarı bir milli takım ile 3. yıldızı belki takmış belki de takamamış bir Avrupa kupasının ise hayalini bile kuramayan bir G.Saray kalıyor elimize. Mancini derseniz de dünyanın en önemli futbol otoritelerinin şu anda ilk 10 içinde saydığı en büyük kariyerlerden birisi bu İtalyan.

Hadi bizi yönetenler de bizim gibi hiç bir şeyden anlamayan cahiller diyelim. Ama Prandelli ye İtalyan futbolunu teslim eden insanlar ,Mancini ye Manchester City takımını 300 milyon euro gibi bir bütçeyi teslim eden adamlar da mı bizden. Yani bu yöneticiler sana bana yılda 100 bin dolar verseler üstüne takla atarak yapacağımız iş için bu isimlere 5-6 milyon euro verip bir de üstüne onların bitmez isteklerini ,körlenmez egolarını tatmin etmekten zevk mi alıyorlar ? Biraz akıl ,biraz izan azıcık da saygı lütfen. 

Ben burada Prandelli yi filan savunmuyorum asla ,zaten adamın benim ya da bir başkasının savunmasına da ihtiyacı filan yok. Ayrıca adı geçen Hikmet hocaya da diğer yerli ve yabancı hocalara da saygım sonsuz. Aslına bakarsanız oynattığı futbolu da ,tarzını da hiç beğenmediğim Hakan Kutlu ,Mehmet Özdilek gibi hocalar için de tek bir saygısız söz edemem asla. Sonuçta onlar bu işe emek veren ,alın teri döken ve ekmek yiyen profesyoneller. 

Arkadaşlar G.Saray ın sorunları zaten boyunu aşmış durumda. Düşmanları ,kötülüğünü ,başarısızlığını isteyenler ise yeterince fazla. Bakın Türk sporunu yönetenlere ,Türk futbolunu patronlarına ve dünyanın en taraflı en art niyetli medyasına. Kendilerine ezeli rakip ebedi "dost" diyenlere tek lafım ise böyle dostun varsa düşmana zaten ihtiyacın yok. Ülkenin spor bakanı çıkar G.Saray taraftarının Almanya da Türk sporunun imajını ,Türk futbolunun marka değerini düşürdüğünü söyler utanmadan. Hangi imaj sayın bakan ,hangi marka ,hangi değer ? Siz dünyanın kabul ettiği şikeyi Türk futboluna layık gördüğünüzde imajımız mı kaldı ? Sahtekarlıktan ceza alan adamı federasyona başkan yaptığınızda markamız mı bıraktınız ortada ? Tribünleri bomboş bırakan icraatlarınızla kulüpleri sponsor bile bulamaz hale getirdiğiniz değeri mi batırdı G.Saray Dortmund da ? Sahi şu çok sevdiğiniz süper icadınız passolig i neden milli maçlarda da uygulamıyorsunuz sayın spor bakanı ?

G.Saray Dortmund dan 4 gol yedi peşinden Karabük deplasmanını 2-1 le geçmeyi başardık. Medya yazrıyla ,yorumcusuyla takımı yerden yere vuruyor. Oysa Dortmund maçı G.Saray ın bu sene kazandığı maçlar dahil en derli toplu ,futbola benzer bir şeyler ortaya koyduğu maç oldu. Ardından Karabük deplasmanında ise ilk defa 30 dk. kadar futbol oynadık bu sene. Sakın yanılmayın iyi oynadık filan demiyorum asla ama futbol oynamaya başladık diyorum. Karabük te Selçuk İnan dönüş sinyalleri verdi sonunda. Eğer Burak da bu maçı seçseydi sinyal vermek için o vakit ne yorum yapacaklardı acaba ? Çünkü sadece vasat bir Burak olsaydı sahada maç 2-1 değil 5-ve ya 6 -1 bitecekti. Muslera da o topa çıkıp yumruklamayı düşünseydi o 1 i de yemezdik. Ama bizi yerden yere vuran Burak ı çarmıha geren ,afaroz eden medyamız Fener in neredeyse sahada sadece kaleciye karşı oynadığı rakipsiz maçta adamları Real Madrid ilan ettiler. Yerin dibine soktukları Burak ın kaçıdıklarının belki 2 mislini kaçıran Sow ,Emenike gibi forvetlere de övgü düzme yarışına girdiler. Oysa bizim rakibimiz Karabük ile onların rakibi Rize aynı futbolu birbirlerine karşı oynasalar Karabük Rize ye yarım düzine atardı.

Abdürrahim Albayrak çıkıyor kameralara neredeyse yalvarıyor adam; "Arkadaşlar Duygun bey futbolu sadece bana ve Ali Dürüst başkanıma bağladı. Bizim de hiç bir hocayla ilgimiz alakamız ,görüşmemiz hatta selamımız bile olmadı. Biz Prandelli hocamızla çalışmaya devam ediyoruz. Ne olur yalan ,uydurma haberlerle kafaları karıştırmayın."  Ama dinleyen kim ? Birileri ısrarla ve kasıtla hala elli tane hocayla görüştürüyor ,anlaştırıyor takımı.                   Prandelli ısrarla ,üstüne basa basa  açıklıyor gerçekleri ; ""Asla Sabri yi kadro dışı bırakma yönünde bir rapor vermedim ve Mancini den de bu yönde bir görüş almadım. Aksine sezon başında Sabri yi ısrarla denemek istedim ancak Ünal bey kadromuzda değil cevabını verdi." Medya da hala yorum yapılıyor ,yeni yönetim Prandelli gitsin diye Sabri yi "hocaya rağmen" affetmiş ve "baskı yaparak" oynatıyormuş. Bundan büyük düşmanlık bundan iyi ihanet mi olur bir takıma ? 

Bu takımın ihtiyacı olan şey asla yeni transferler ,yeni hoca filan değil. Daha sıkı antreman ,daha güçlü bir fizik de değil. Bu takımın ihtiyacı moral ,özgüven ,karşılıksız sevgi ve destektir. Bu takımı sabote etmeye çalışan ,düşmanlık eden ,yolunu kesen yeterince unsur var zaten. Bir de kendi taraftarı buna alet olmasın yeter. Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst ün işleri zaten yeterince ağır. Yarsuvat başkan ve yönetimin kalanı ise sabote edilmiş ,iflasa sürüklenmiş bir yapıyı kurtarmanın peşinde başlarını bile kaşıyamıyorlar. Hani G.Saray taraftarı "iyi gününde kötü gününde" takımının yanında olacaktı ? İşte tam sırası değil mi ,şimdi değilse ne zaman ?