21
2014
Hadi tüm yaşananları biraz olsun rafa kaldırıp sadece futbolu yazalım bu defa. Takım hoca değiştiğinden beri adeta kimlik değiştirdi. Aman sakın yanlış anlamayın ,öyle süper bir futbol filan oynamıyoruz asla. Hala bir çok yanlış ,eksik ve defomuz var. Ancak bunun yanında takımda gözle görülür bir futbol oynama iştahı ,maça asılma azmi ve birlikte hareket etme isteği mevcut. Takım kazanmayı alışkanlık haline getirmeyi başardığı gibi işler kötü giderken de eskisi gibi pes etmiyor artık. Ayrıca tribünden olsun ekrandan olsun seyretmek yeniden zevk oldu G.Saray maçlarını.
Prandelli gittiğinden beri ligde 4 kupada 2 maçı arka arkaya kazandık. Şimdi kalkıpta 9 atılan Balçova maçına yorum yapamam. Eskişehir i 10 kişi ile 4 lemek umut verdi. Akhisar maçı mücadele açısından zirve yaptığımız bir 90 dakikaydı ancak üretim ve yaratıcılık açısından çok kısır kaldık. Gaziantep te de çok farklı değildik. Ancak takım Konya da patladı. Yine de gerçekçi bakarsak tabelada ki skor ile sahada oynanan futbol arasında ciddi fark vardı. Hiç de öyle 5-0 lık bir oyun yoktu ama devreye futbolcu kalitesi ve farkı girince iş bitti.
Bu hafta ise Mersin le seyir açısından çok güzel bir maç oynadık. Arkadaşlar ben bundan sonra Türk hakemlerine tek laf etmem artık. Eğer en iyileri Cüneyt Çakır la beraber şu maçı yöneten Fırat Aydınus ise gerisine ne desek boş. İlk devre takım kötü oynasaydı içim yanmazdı da sahaya çıkmaya niye zahmet etmişler onu bile anlamadım. Rakip kaleye çekilen tek şut yok. Rakibe verilen en az 4-5 net pozisyon var. Korner bile kazanamadan geçti koca 45 dk. Maçı tribünde takip ederken acaba dediğim Servet in el pozisyonunu eve gelip TV. den izleyince ilgisiz olduğunu gördüm. Chedjou ise senenin en kötü performansını rakibe alakasız pozisyonda bir penaltı hediye ederek taçlandırdı. Fırat efendi Melo ya ikinci sarıyı göstermeyerek kıyak yaparken Servet e de küfürden direk kırmızıyı göstermeyerek telafi etti. Burak ın pozisyonu için penaltı değil diyen önce bir göz muayenesine gitsin sonra futbolu baştan öğrensin. Bu arada o pozisyon için bir kişi penaltı desin 25 yaşımda futbolu bırakırım diyen Mersin kalecisi Nihat da ya bu işi bıraksın ya gelecek maça şortla değil mini bir etekle çıksın. Chedjou nunkafa vuruşunda Servet in elle müdahalesini göremeyen tam 6 tane hakem müsvettesi nasıl oldu da Burak adama dokunmadan penaltıyı vermemek adına olmayan faulü görmeyi başardılar o da ayrı bir soru. Neyse Zekeriya Alp gitti sorunlar bitti !!!
Takım bu maçta genel olarak iyi değildi ama özellikle Emre ,Sneijder ,Chedjou ve Melo çok kötüydü ,Selçuk ise sadece idare etti. İkinci yarı Hamit girip Emre çıknca takım biraz olsun futbola yakınlaştı. Ne kadar ironiktir ki bu 3 puanın altında ki gerçek imzalar kendilerine taraftar diyen bazı futbol cahili beyin fukaralarına kalsa çoktan gönderilmesi gereken Sabri ve Hakan Balta ya aittir. Yine bu maçın özelinde Muslera ,Umut ve Burak iyi oynadılar denilebilir. Selçuk da bu kategoriye girerdi ancak ondan beklentilerimiz çok daha fazlası. Melo bu kadar silik ve etkisiz bir maçta bile son dakikalarda çok önemli bir müdahale yapmayı başardı. Telles özellikle 2. devre fena değildi. Ayrıca tamamen beni bağlar ama Hamit i Emre ye tercih ederim daima.
Emre ve Sneijder in bu kadar kötü oynadıkları zaman Melo ve Selçuk da çok ekstra işler yapmazlarsa takım ofansif olarak hiç bir şey üretemiyor. Ne Burak ne de Umut istedikleri gibi toplarla buluşabiliyorlar. Zaten bu durumda forvetinde Ronaldo ,Suarez ,Messi gibi oyuncuların yoksa elin kolun bağlı kalıyor maalesef. Bütün iş duran toplara ya da rakibin bariz hatalarına kalıyor. Ancak her şeye rağmen takımın kabullenmemesi ,mücadeleden vaz geçmemesi ilersi için umut veriyor. Ancak hepsinden öte Hamza hocanın oyundan aldığı oyunculara karşı tavrı ve bu oyuncuların da hocalarına verdiği reaksiyon asıl umut verici görüntüler olarak dikkatimi çekti. Defansta kolay çalım yeme hastalığından kurtulup orta alanda biraz daha üretken olmayı becerdiğimizde ve takım olarak hareket edebilme yetilerimiz daha üst seviyeye geldiğinde her şey çok daha güzel olacak. Yeter ki taraftar takımına sahip çıksın ,isim isim ayırmadan formasını terleten her oyuncusuna sevgisini versin. Ve yönetim de transfer işlerine filan bulaşmadan evvel görevini yerine getirsin ve oyuncuların paralarını doğru düzgün ödesin.