Futbol hakkında hemen herkesin çok güzel ve çok özel bir fikri var. Öyle bir oyun ki bu bilmeyen ,anlamayan yok. Ülkede 3-5 tane 90 dk. seyrettikten sonra Fatih Terim e ,Jose Mourinho ya ,Carlo Angelotti ye ders veremeyecek futbol dehası bulmak imkansız. Hele bir de FM Menager filan oynayıp Şampiyonlar Ligini kazanmışsa arkadaş prolisans filan havagazı.

Arkadaşlar futbol güzel bir oyun ,izleyenin de rahatlıkla anlayacağı kadar basit oyun. Ancak futbolu izlemek farklı ,oynamak farklı ,takım yönetmek çok daha farklı bir olgu. Buralardan öyle atıp tutmakla ,transfer yapmakla ,sistem ,taktik anlatmakla olmuyor bu işler. Halı sahada oynamaya da hiç benzemez o sahaya çıkmak. Eğer öyle olmasa emin olun ki hiç kimse hiç kimseye milyon eurolar ,dolarlar vermez kolay kolay. 

Yönetici olmak saçmalayıpda üzerine vazife olmayan işlere balıklama dalmazsan çok zor bir şey değildir. İyi bir izleyici ,biraz zeka biraz da sağlam karakter sahibi olursa iyi bir yönetici olur. Mesela Türkiye liginde bir takımın futbol şubesini yönetecek insan kulübün mali ve idari yapısı doğrultusunda bir teknik adamı takımın başına getirip transferi de bu doğrultuda hoca ile beraber yaparsa çok sorun yaşamaz. Tıpkı bu geçen 2 sezon Akhisar ı ,bu sezon Gaziantep i yönetenler gibi. Eğer büyük takımı yönetecekseniz olay daha farklıdır. Eldeki bütçeye göre hoca seçmekle beraber sahada nasıl bir takım görmek istediğiniz  de önem taşır.

Mesela G.Saray ı yönetsem Fatih Terim e bırakıp futbolu tribünde keyif çatardım. Ancak onu artık ikna etmek zor. Mali durum da içler acısı. O zaman Lucescu harika bir seçenek olurdu ,tabii getirebilisek. Fatih Terim takımları sürekli hücuma yönelik ,dominant bir futbol felsefesini benimserler. Rakibin kim olduğunun ve ne yapacağının hiç bir önemi yoktur. Bu sebeple daha iyi ve yetenekli oyunculara ihtiyacı vardır. Lucescu ise tam aksine rakibi en iyi analiz edip takımını buna karşı en doğru biçimde hazırlayan bir teknik adamdır. Kişiliğinin Türk insanına çok yatkın olmasıda önemli avantajıdır. Genel olarak gol yememek üzerine planları vardır. Büyük takımda oynayan oyuncuların rakiplere oranla kalite farkı ile de 1-0 la da olsa istediğini almayı çok iyi bilir.

Eğer bunlar olmayacaksa Hamza Hamzaoğlu kalır ,Okan Buruk ,Suat Kaya ya da Bülent Korkmaz gibi bir isim gelir ,çok şey değiştirmez. Yeter ki İtalya dan ,İspanya ya da İngiltere den saçma sapan bir macera aranmasın. Sakın yanlış anlamayın ,bu ülkelerin futboluna da ,futbol adamlarına da saygım sonsuz. Ancak G.Saray ın Türk futbolunun yapısını bilmeyen bir hocayla kaybedecek zamanı da bu hocanın istediği kadroya verecek milyon dolarları da yok. Verilecek karar bu takımın sahada nasıl oynaması gerektiğinin kararıdır. Rakibe bakmaksızın kendi futbolunu mu oynayacaksın ,rakibin silahlarını kilitleyip kendi yıldızlarıla maç mı kazanacaksın ? İşte soru bu.

Birileri sanıyor ki bonservis bedeli olmayan oyuncular G.Saray ın kapısında kuyruk olmuşlar. Arkadaş Sami Khedira önemli bir oyuncu ,Real de  yıllık kazancı 5.5 ,6 milyon euro civarında. Adamı Chlsea den ,Tottenham a ,PSG den Juventus a kadar en az 10 tane takım istiyor. Bonservis bedeli yok ama imza parası ,menajer ücreti filan en az 7-8 milyon euro vereceksin. Yıllık olarak da 5-6 milyondan aşağıya zor imza atar. Hadi böyle isimleri al bakalım yarın kulübün kapısına nasıl kilit vurulurmuş görürsün. Bak Didier Drogba geldi ,1.5 sene forma giydi. Güzel ama G.Saray a net maliyeti 25 milyon euro. Ne kadar doğru bir transfer acaba ?

Ayrıca bir futbolcunun her takıma ,her sisteme uyması gibi bir kuralda yok ki.  Bakın Fatih Terim in oynattığı oyunda ,oturttuğu sistemde ,kurguladığı kadro yapısında Sneijder e yer yoktu. Elbette Sneijder çok büyük futbolcu ama 4-4-2  oynayan bir takımda asla yeri olmayan bir oyuncu. Ne oldu ,takımın sistemi değişti ,oyuncuların rolleri değişti ,kadronun yapısı bozuldu ,uyumu bozuldu. Tamam bugün Sneijder siz biz çok eksiğiz ama Old Traford da Manchester e kafa tutan ,Romanya da Cluj u yerle bir eden ,Arena da Fener e 3 atarken de ,2-1 yenilirken de bir düzine farkı kaçıran ,Kadıköy de 2-0 dan geri gelip son dk. da direkten dönen takımdan da fersah fersah eksik değil miyiz ?

Arkadaşlar bakın Zlatan İbrahimoviç gibi bir futbolcu Barcelona da oynayamadı. Çünkü sisteme uymuyordu. Şimdi onu oynatamayan Guardiola ya mı kötü hoca diyelim yoksa Guardiola nın sistemine uyamayan İbrahimoviç e mi kötü futbolcu ? Bayern de harikalar yaratan Robben Real de tutunamadı. Bu Real in kötü takım olmasından mı kaynaklandı yosa Robben in yetersiz futbolcu olmasından mı ? Futbol ne kağıt üzerinde oynanan bir oyun ne de bir bilgisayar oyunu. İnsanlar bu gerçeği bir anlayabilse her şey çok daha rahat olacak ama....

Şimdi konumuz G.Saray olduğuna göre açıkça belireteyim ki hem Drogba yı hem de Sneijder i çok ama çok sevmeme rağmen ve hatta bugün Sneijder siz bir G.Saray ı görmek istemesem bile zamanında Fatih Terim in bu transferlere karşı çıkmasına % 100 hak veriyorum. Eğer dönemin yöneticileri aklı başında ,G.Saray ın menfaatlerini kollayan insanlar olsalardı sadece iyi bir sol bek transferiyle takım çok daha iyi yerlere gelirdi. en az 40 milyon euro parada kulübün kasasında kalırdı. Ayrıca bu gün ligin kaderinde rolü olan oyunculardan Gökhan Töre ,Alper Potuk ,Kerim Frei ,Mehmet Ekici gibi oyuncular da Hajroviç ,Endoğan ,Umut Gündoğar ,Burdisso ,Telles ,Salih gibi transferlerin yerine G.Saray forması giyeceklerdi. Dediğim gibi eğer Ünal Aysal ın yerinde gerçek bir G.Saray lı olsaydı bugün 4 yıldızlı formamızla çıktığımız maçlarda 5. yıldızın ilk şampiyonluğuna gün sayıyorduk. Bunlar hayal filan değil geçmişte yaşananlardan çıkartılmış garantili gerçeklerdir. 

Mevzu elden kaçanlar değil kazanabileceklerimiz olduğuna göre akılcı olmak yeni yönetimin olmazsa olmazıdır. Yabancı sınırlamasının kalkması 11 yabancıyla sahaya çıkmayı da gerektirmez. Elbette mevkilerini Muslera gibi ,Sneijder gibi dolduran yabancıla varsa sorun yok ama bu mali tabloda bu imkansız. Kalkıp da Burdisso ,Hajroviç ,hatta maalesef Telles ,Bruma gibi oyunculara para vermek de bize külfetten başka bir şey getirmez. O halde mevcut kadroya ek olarak bir kaç iyi ve maliyeti düşük takviye yetmelidir. Ancak ben inanıyorum ki bu takımın gelecek yıl en önemli transferi de A2 takımında oynayan Sinan Gümüş olacaktır. Bunun dışında pozisyon bilgisi iyi olan ,çabuk bir defans oyuncusu ile top tekniği iyi olan ,bire birde adam eksilten bir orta alan oyuncusu ihtiyacımız var. Bunun dışındaki transferler kadro derinliğine yönelik genç oyuncular olmalıdır. Ancak gerçek olan şu ki transferi tamamen takımın başındaki teknik adamın istekleri belirlemelidir.