Türkiye nin 4 yıldızl şimdilikı tek ancak ebediyen ilk kulübü G.Saray bu şerefi hak ettiği şekilde kutladı yuvasında. Şu bir gerçek ki kareografi ,kutlama gibi işlerde üstümüze yok. Bu kadar görkemin ,şatafatın yanında G.Saray ın genlerinde olan ahde vefanın ,emeğe saygınında en güzel örnekleri vardı Arena da. Sözün özü 4 yıldızı dört dörtlük kutlamayıda başardık.

Çok ilginç ,çok karmaşık ,çok absürt bir sezon yaşadık aslında. Normal şartlarda Fener şampiyonluğun tek adayıydı sezon başında. Tıpkı bir evvelki sezon başında bizim tek aday olduğumuz gibi. Aziz Yıldırım ,Ersun hocayı postalarken şampiyonlukta payı olmadığını ,G.Saray ın çok kötü olması sayesinde şampiyon olduklarını itiraf etmişti zaten. Bu güvenle sözlerini kanıtlamak istercesine İsmail Kartal ı göreve getirdi. Nasıl olsa G.Saray içerden parçalanmış ,bitirilmiş ,perişan edilmişti. Beşiktaş ise gerek kadro kalitesi gerek stadı olmaması sebebiyle sorun çıkartamazdı. 

Ancak evdeki hesabın şaştığı yer Ünal Aysal ın erken kaçışı oldu. İşin aslına bakarsanız geçtim aklı başında ,kariyer sahibi ,başarılı G.Saray sevdalılarını sokakta G.Saray forması giyerek gezen 15 tane genç bulup ,yönetin deseniz bile bu kulübü daha iyi yönetirlerdi kaçan hainlerden. Kaldı ki Duygun Yarsuvat gibi yıllarını bu kulübe vakfetmiş ,mesleğinde prof. statüsüne erişmiş bir usta G.Saray ı şampiyon yapmak için transfere bile ihtiyaç duymadı. Çünkü bu camiayı iyi tanıyan herkes çok iyi bilir ki birliği beraberliği ,dayanışmayı sağladığı anda G.Saray olmazları oldurur ,imkansızları sıradan bir iş gibi başarır.

Ben bu renklere aşık olduğumda Fener tribünlerinde asılan bir pankartı hiç unutmam. Sarı kırmızı renklerde bir 6 sonra bir + işareti ardından siyah beyaz bir 5 peşinden = işareti ve sarı lacivert 11 yanında da GS + BJK = FB . Bakın gün geçti devir değişti 3 yıldızı da 4 yıldızı da ilk takan biz olduk. Sonuçta bizim ardımızdan onlarda taktı ve takacak ama tarih ilkleri yazacak. Asıl iş ise belki bizim bile bir daha tekrarını göremeyeceğimiz Avrupa kupası ve Süper Kupanın bu coğrafyada kolay kolay kimseye nasip olmayacağı. 

G.Saray 4. yıldız coşkusunu yaşarken Arena nın tıklım tıklım tribünleri aklıma karşılıksız sevgiden ,vefadan ,paylaşmaktan ziyade riyakarlığı ,iki yüzlülüğü ,iyi gün dostluğunu getirdi. Arkadaşlar ne metro hattı faaliyete geçti ne de yollar ulaşıma uygundu dün gece. Bütün sene o çocuklar 55 bin kişilik stadyumda 15 bin seyirciyi zor gördüler. Başlarında ki insanlar takımın içini oyarken ,birliği ,dayanışmayı yok ederken tribüne gelenlerde destek yerine ıslık ve küfürlerle köstek oldular. Şu satırlarda bile bu ülkenin en iyi orta saha oyuncusu Selçuk a edilmedik hakaret ,küfür bırakmadılar. Aynı şeyleri Burak içinde birebir söylerim. Sabri ve Hakan ın uğradığı aşağılama ,alay ,hakaret ve küfürleri ise düşünürken ben utanıyorum. Bu çocukların suçu profesyonelliği bile hiçe sayıp sakat sakat forma giyip oynamaları mı acaba ? Küfürü ,hakareti eleştiri sanan ve kendinde hak gören mağara adamları dün gece o tribünde alkışlamasa daha şık olurdu.

Hamza hocanın kişiliğini ,insanlığını ,karakterini hiç tartışmam bile ,gözüm kapalı kefil olurum. Ancak teknik adamlık yetileri mutlaka tartışılır. Mutlaka futbolcuların ne yaptığını ,nasıl çalıştığını en iyi kendisi bilir. Yine de bazı futbolculara verdiği aşırı şansları bazılarından esirgediği ,bazı durumlarda kendi doğrularına sırt çevirdiğini ,oyuna yaptığı müdahalelerde çok isabetli tercihleri olmadığı söylenebilir. Elbette bunlar benim görüşlerim. Ancak gelecek senelerde iyi ve istikrarlı bir yönetimle beraber çok daha iyi ve tecrübeli bir Hamza Hamzaoğlu görmekde kuvvetle muhtemeldir. Çünkü alt yapısı son derece güçlü olan hocamız yeniliğe ve öğrenmeye açık kişiliği ile yaşadıklarından gerekli tecrübeleri çıkartarak büyük takım teknik direktörlüğünde de sınıf atlayacaktır. 

Gelecek sezon için ne yapılacak ,ne hedefler konulacak orasını bilemem. Şu günlerde bu ülkenin en karakterli ,en kişilikli teknik adam ve sporcularının bizlere yaşattığı mutluluğun tadını çıkartacak ve rakip takım taraftarı arkadaşları biraz deli edeceğim. Transferi ,bonservissiz oyuncuları filan kulübün mali yapısını ,transferin içini dışını iyi bilen gerçek profesyonellere ve yöneticilere bırakmak daha akılcı. Ancak ille de transfer hakkında görüş bildirmek gerekiyorsa benim fikrimce geleceklerden ziyade gideceklerden mümkün mertebe para kazanmak önemli. Şu bir gerçek ki 4-5 tane kiralık oyuncu da dahil bu kadroda en az 10-15 futbolcu G.Saray da forma giyecek oyuncu değil. Gerçek transfer başarısı ise bu oyunculardan maksimum kazanç sağlayacak şekilde  kurtulmak olacaktır.