Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Düne ,Bugüne,Yarına Dair.......
 Ara
24
 2011

Eğrisiyle doğrusuyla 17 maçtan oluşan ligin ilk periyodunu tamamladık ,şimdi kısacık bir ara. Herhalde dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ilk yarıydı. Türkiye futbol süper liginde futbol o denli ikinci hatta üçüncü planda kaldı ki inanılmaz. Şikeyi konuşmaktan ,cezaları konuşmaktan ,federasyonu konuşmaktan ,siyasetin futbola etkilerini konuşmaktan ,hakemleri ,medyayı ,UEFA yı ,FİFA yı konuşmaktan bir türlü futbola sıra gelmedi ,gelemedi. Hoş gelseydi bile öyle üstüne konuşulması gereken ,akılda kalıcı bir oyunda göremedik zaten.

İlk yarı Galatasarayımız bizi mutlu etti. Hem de yıllar sonra ilk defa ilk yarının lideri oldu. Ancak asıl dikkat çekici olan takımın doğru bir yola girmesiydi. Bu yolun sonu eğer yapılan doğrular bir kalemde yerlerini fahiş hatalara bırakmazsa en fazla 3-4 sene içinde yeni bir Avrupa kupasına çıkar. Ama bizim en büyük hatamız bire bin katmaktır ,abartmaktır. 17 maçlık Galatasaray asla öyle abartılacak bir başarının mümessili olmamıştır ,lütfen sakin olalım. Sadece yıllardır yapılan ardı arkası gelmez hatalar ,saçmalıklar yerini doğrulara ,akıl ve mantığa bırakmıştır.

Geçen senenin bu zamanlarında averajı eksi ,mağlubiyeti galibiyetinden fazla ,düşme hattına şampiyonluk hattından daha yakın olan takım bu güne nasıl geldi. Nasıl oldu da ligin en çok gol atan ,en az gol yiyen takımı olduk. Şimdilik bu istatistikleri sağlayan sadece ve sadece doğru transfer hamleleri ve doğru hoca seçimidir. Yönetim Fatih Terim i getirerek ilk büyük operasyonu gerçekleştirdi takım üzerinde. Yıllardır dingonun ahırına dönen Florya adam edildi ilk olarak. Hocanın bir numaralı önceliği olan Florya Metin Oktay tesislerimize disiplin geldi bir anda. Artık Florya da çalışma ,arkadaşlık ,takım olgusu ,disiplin ,sevgi ve saygı hakim. Takım henüz yolun çok başında ancak fizik olarak Avrupa da bile hemen her takımla baş edecek durumda. Yani oyuncular son derece doğru ,iyi ve kalteli antrene ediliyorlar. Takım havası ,arkadaşlık ilişkileri son derece iyi ,yıllardır yaşanan tablonun tam aksine. Yani özünde sevgi ve saygı olan bir ortamda yaşıyorlar. Sahada çok iyi oynamasalar da mücadele etmeyen ,yardımlaşmayan ,takım yapısına uymayan oyuncu yok. Yani disiplinden taviz verilmiyor.

Bütün bu doğrular lütfen kimseyi olduğundan büyük hayallere sürüklemesin. Galatasaray bu ligin en çok gol atan takım ancak attığımız gol 17 maçta 27 tane. Yani ortalama maç başına 1.6 gol atıyoruz ki bu çok düşük bir ortalama. Hele bir de her hafta naklen maçlar seyrettiğimiz İspanya ,İngiltere ,İtalya ,Almanya gibi liglerin kalitesiyle ligimizin kalitesini kıyaslarsak daha da azalır. Takımda son derece büyük bir yaratıcı oyuncu boşluğu olduğunu görmek için diplomalı uzman filan olmak gerekmiyor. İnsan düşünmeden edemiyor ,yok pahasına nasıl da elden kaçtı Misimoviç.  Ayrıca tüm iyi niyetli mücadeleye rağmen her iki kanatta da çok ve büyük sorunlar olduğu da görünen bir gerçek. Benim kanaatimce takım Fener maçında özellikle 45 dakika amacının da hedefinin de çok üzerindeydi ,Trabzon deplasmanı ise tam olarak istediğini sahaya yansıtan bir takım vardı sahada. Bu iki maçın dışında Bursa ,Eskişehir ,Sivas maçlarında iyi oynadığımız bölümler oldu. Gaziantep ve Karabük maçlarını değerlendiremem çünkü bu maçlarda hakemler maçın çok önüne geçtiler ,futbolu katlettiler. Antalya ve Beşiktaş maçlarında biz hiç bir şey oynamadık. Kalan maçlarda ise mücadele ettik ve vasat bir oyun oynadık sadece. İşte liderlik hikayemiz bu kadar.

Ara transfer dönemi takımlarda ki acil problemlerin kısa vadeli çözümlerine yönelik bir dönemdir. Galatasaray bu sene sadece lig maçları oynadığına göre ve tek amacın da gelecek sene Şampiyonlar ligi olduğu hesaplanırsa bu dönem en fazla 2 ya da 3 doğru transferle geçebilir. Ancak şuna çok dikkat etmek lazım ki bu takımın hemen forma giymeye hazır ,olmuş oyuncuya ihtiyacı var. Öyle geleceğe yönelik transferlerle göz boyamak ,yapmış olmak için transfer yapmak sadece hüsran yaşatır. Eğer imkanlar elveriyorsa Gaziantepten Olcan Adın tam ihtiyaç duyulan bölgeye harika bir nokta transfer olabilir. Tıpkı Hamit Altıntop un cuk oturacağı gibi. Bunların dışında Baros - Elmander ikilisine yapılacak iyi bir alternatif forvet transferi gelecek yıl Şampiyonlar ligi hedefini son derece rahatlatır. Takımın forvet hattında bu ikilinin dışında tek isim Sercan. Yani olası bir sakatlık ve ya ceza da yedek bir forvetimiz bile kalmıyor ,işin yoksa oturmuş sistem ve dizilişi değiştir.

Bir de şu transfer meselesinin diğer yüzü var. Basın yazacak ,sayfa dolduracak bir haber bulamadıkça temcit pilavı gibi bazı isimleri önümüze getirip duruyor. Kayseri ile bizi birbirimize düşürdüler sonunda. Aslında bu işte Galatasaraylı yöneticilerin parmağı olduğunu hiç sanmıyorum. Sayın Aysal ,Amrabat ı istiyoruz demiştir ,adamlarda olmaz diyice bir daha konuşmamıştır. Ama basın sanki her gün istiyormuş gibi yazıp durunca Kayserili yöneticilerde gazetelere çıkma şansını kaçırmamış hadlerini aşan saçma sapan beyenat verme gafletine düşmüşlerdir. Arkadaş adam satmam diyor ,oyuncu onun sözleşmeli oyuncusu ,kim ne diyebilir ki. Alsın tepe tepe kullansın ,bunda anlaşılmayan ne var. Gitsin istediğine de satsın ya da hibe etsin ,bizi ilgilendiren ne. Ayrıca bir diğer isim de Manisalı Yiğit Gökoğlan ,adamın futbolu değil ama menajeri gerçekten çok büyük. En az 15-20 maç izledim çocuğu ,hatta son 2-3 aydır gündemde diye daha da dikkatli izledim. Manisada adaşı Yiğit İncedemir ve İlhan Özek i çok beğendim. Yiğit Gökoğlan ın ise ne takımında ne de ümit milli takımda ön plana çıktığı bir maçı izleyemedim. Eğer sadece genç ve süratli ise gidelim gençler 100 mt. Türkiye rekortmenini alalım. Fatih hoca 3-5 ay antreman yaptırıp topu sürmeyi ,şut çekmeyi filan öğretir nasıl olsa ,al sana süratli ve genç futbolcu. Hem de Manisanın istediği bonservisin %20 sine olur bu iş. Ayrıca Yiğit emin olun ki elimizde ki Sercan ın yarısı kadar yeteneğe sahip değil ,2-3 sene yedek bekler sonra Anadoluya gider ,elbette bedavadan biraz fazlaya. Ankaragüçlü Turgut Doğan ise bugün değil ama gelecek için önemli bir transfer olur. Tabii ki çok çalışır ve eksiklerini giderir ise. Umut Bulut ismi geçiyor. Elmander e çok iyi bir yedek olabilir. Gökdeniz e ise bizim formamız hiç yakışmaz ,çok bol ve temiz gelir.

Bu isimler gazetelerde her gün çıkanlar. Bunların haricinde bir kaç gurbetçi oyuncunun adı dolaşıyor. Onları da ben izlemediğim için bir fikrim yok. Ancak eğer Barış Özbek ,Serkan Çalık ,Alpaslan gibi olacak ise hem onlara hem de bize yazık. Çünkü izlemediğim bu isimleri bilmiyorum ama bize gelen gurbetçiler içinde Uğur Tütüneker ,Erdal Keser gibi kendilerini önce oynadıkları liglerde fazlasıyla kanıtlamış olanlar haricinde gelenlerin hiç bir şey veremediklerini ,kaybolup gittiklerini iyi biliyorum ,defalarca da yaşadım. Forvet olarak alınacak oyuncunun ise yabancı olmasını tercih ederim ,çünkü yerli alternatif olarak Umut haricinde doğru bir isim yok. Ayrıca takımda zaten forvet hattını 2 yabancı dolduruyor ,gelecek oyuncuda şans bulduğunda bu ikisinden birinin yerine oynayacak. Yani kontenjanı etkilemeyecektir. Ancak eğer Umut Bulut ben Fransa da bir gün daha kalmam artık derse bu transfere de kim itiraz eder ki.

Eğer bu takım böyle takviyelerle bu seneyi kolaylar ise hoca ve yönetim asıl transfer hamlesini gelecek yıl şampiyonlar ligine yönelik olarak yaz transfer sezonunda yapmak zorundadır. Çünkü bu ligin üstünde olan kadro kalitemiz asıl amaç olan Avrupanın çok altındadır. Ve yazın kaliteyi arttırmaya yönelik hamleler yapılmak zorundadır. Asıl zor olanda işte budur. Çünkü hem eldeki bazı oyunculardan vazgeçmek gerekecek ,hem onların yerlerine daha kaliteli isimleri monte etmeye çalışılacak hem de takım içi dengeleri bozmadan yapılacak bu işler. Ancak sayın Fatih Terim bu işlerin en önemli duayenlerinden birisidir ki bu da en büyük avantajımızdır. Ayrıca untulmamalıdır ki 2000 de UEFA yı alan kadronun 1996 da sadece temeli atılmıştı ama önemli parçalar 3-4 yıllık bir zaman aralığında birer ,ikişer değişerek takıma monte edilmişti. Mesela 1996 da Popescu da yoktu takımda ,Taffarel de. 1996 da öncelikle koşup ,mücadele eden ,disiplinli bir şekilde puan toplayan bir takım vardı sahada ,tıpkı bugün kü gibi. Sonra yapılan takviye ve değişimlerle kalite arttırıldı ,tıpkı yapıması gereken gibi. Bu kalite daha sonra ufak tefek değişimlerle ve futbolcuların her maç bir birlerine daha çok alışmasıyla mükemmele doğru yol aldı. Tıpkı şimdi de olması gereken gibi. Ve Galatasaray seyredene zevk veren ,heyecan veren bir takım halini aldı. Tıpkı 1-2 sene sonra olacağı gibi. Ve sonuçta hayalleri aşan başarılar yaşandı birer birer. Tıpkı bu ülkeye önümüzde ki 3-4 yılda gelecek Avrupa kupası gibi.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2022
 
Ağustos (1)
 
Haziran (1)
  2020
  2019
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...