Beklentilerin dışına çıkmayan bir derby daha oynandı ve bitti. 80 dk. boyunca sahada 21 futbolcu Podolski nin çıkmasıyla da son 10 dk. 22 futbolcu koşuştırdular ,mücadele ettiler. Hırs vardı ,formalardan dolayı heyecan vardı ,koşuşturma ,mücadele ,sertlik vardı. Ama pozisyon yoktu ,futbol yoktu ,kalite yoktu ,yaratıcılık ,beceri hiç yoktu.

Arkadaşlar herkes kendi gördüğünü yorumlar ama ben 2 korkak hocanın ,kazanmayı değil kaybetmemeyi hedef seçtiği tatsız tuzsuz bir maç izledim. 90 dk. nın sonunda aklımda kalan biri ofsayttan 2 gol ile Markoviç şutuna Muslera kurtarışı ve uzatmanın son dk. sında Sinan ın kopup gelen 4 arkadaşına veremediği pas oldu.

Maç sonu Hamza hoca oyundan memnun olmadığını söyledi. Ama bu korkak futbolun sorumlusu kendisi mi yoksa onun dışında kendileri insiyatif alan ,rakipten aşırı çekinen oyuncular mı vardı orasını bilemem.

Fener in Portekiz li hocası ise takımının oynadığı mükemmel futboldan filan söz ediyor. Yok 3 olurmuş yok 4 olurmuş. İyide biz ne seyrettik o zaman ? Kabul Volkan yere yatmadı gol haricinde ama Muslera da gol olabilecek sadece tek bir şuta uzandı maç boyunca. 2 stoper ve Jozef 90 dk. neredeyse kendi ceza sahasında çakılı kaldılar. Topal 3-4 defa hücuma çıktı ama Diego da en az 7-8 defa defanstan top çıkardı. Gökhan ikinci devre hiç G.Saray yarı sahasına uğradı mı ? Bu mu senin ezici ,dominant futbol anlayışın ? Maçın tek nizami golünü atan takım G.Saray yani hakemin hediyesi 1 puan Fener in.

Ancak şu bir gerçek ki 2 teknik adamı aynı kefeye koymak da ciddi adaletsizlik olur. Bir kere Hamza hoca maç sonunda maçın analizini yapıyor ve futbolu  ,takımını eleştiriyor. Portekiz li ise milyonlarca insanın seyrettiğini inkar ediyor. Eğer hocanın hayalinde ki mükemmel futbol ve takım bu ise ben 10 sene mukavele yapılsın isterim kendisiyle.

Ayrıca 2 hocanın kıyaslanmasında ki diğer adaletsizlik de bir tarafta gak dese ekmek ,guk dese su verilen ,bir dediği iki edilmeyen Portekiz li teknik adama karşı ,kendi taraftarı ,kendi yöneticisi tarafından hedef tahtasına konulan ,günah keçisi yapılan ,özgüveni ,morali yerle bir edilen ,her kararı tartışılan ,eleştirilen Hamza hoca.

Maç için söylenecek daha fazla bir şey de yok aslında. Fener in golü net ofsayt ,hata yan hakemin. Ayrıca golden evvel Caroll sakatlanmasa o golde olmayacak zaten. Fener saldırır gibi göründü ama doğrusu ya beni hiç tedirgin etmedi bu yalancı baskı. G.Saray saçma sapan bir çekingenli içinde tam 65 dk. yı heba etti. Podolski haricinde çok iyi oynayan yoktu. Podolski zaten hiç oynamadı. Emin olun bir sandalyede otursa ya da 1. dk da kırmızı kart görse takıma yararı daha çok olurdu. Hiç olmazsa onun olduğu yerde oyuncu var diye pas atmazdık. Yaptığı basit bir değişiklik bile kendi tribünlerinden ıslıklanıp yuhalanan Hamza hoca maalesef korkusundan çıkartamadı 30. dk da ,neredeyse 80 dk. tahammül etmek zorunda kaldı.

Son lafımı da sözde vefakar ,cefakar özde ise ikiyüzlü ,sahtekar , iyi gün dostu ,destek değil aksine köstek taraftara sakladım. Bakın G.Saray taraftar bloglarında futbolundan kişiliğine etmedik hakeret bırakılmayan ,onun transferi üstünden Hamza hocayı vizyonsuzlukla ,bilgisizlikle ,kültürsüzlükle suçlayıp "hanzo" yakıştırması yapılan Bilal Kısa her maç futboluyla ,mücadelesiyle ,kalitesiyle büyürken birileri yerin taaa dibine giriyorlar mı acaba ? Ayrıca Olcan Adın ı ıslıklayıp yuhalayan ,küfürler ,hakaretler yağdıran güruhtan o gole sevinen ,gol çığlıkları atan omurgasızlar varsa da biraz olsun utanacak ,sıkılacak yüzleri var mıdır yoksa o suratlar da manda derisiyle mi kaplanmıştır ? Taraftar önce gidecek taraf olmak nedir ,taraftar olmak neyi gerektirir bunu öğrenecek. Formasını taşıyan insana ,kulübüne hizmet eden insana saygı duymayı ,destek olmayı öğrenecek. Kavga etmek ,kasıp kavurmak ,zarar vermek ,aşağılamak ,yok etmek kolay. Zor olan yapıcı olmak ,karşılıksız sevmek ,hep destek olmak ,tam destek olmak. İyi günde beraber sevinenlere ,sevince ortak olanlara değil kötü günde derde ,kedere beraber göğüs gerenlere taraftar diyorlardı bir zamanlar. Zaten o zamanlar takımın puan cetvelinde ki yerine bakmadan her maç tıka basa dolardı Ali Sami Yen.