Dün gece Seyrantepe yerine Zeytinburnu na gittim. Abdi İpekçi de iğne atsan yere düşmeyecek bir ortamda Barcelona yı oyuna bir an bile ortak etmeden ,ümitlendirmeden vurup geçtik. Aynı dakikalarda Arena da Bursa yı yenmişiz. Eve gelip Bursa maçını kayıttan seyrettim. Takım hırslı ,Sneijder futbol oynamaya geri dönmüş ,hakemler bildiğiniz gibi.

Hiç bir zaman skora yönelik övgü ya da eleştiri yapmadım. Topu 3 direğin arasından geçirip geçiremediğimize göre yazı yazmadım. Yine söylüyorum bu takımın tek ihtiyacı olan işinin ehli ,iyi ve doğru bir teknik direktör. Bu takım bulunduğu yerin takımı değil. Bu takım Kadıköy de 2 pas yapamayacak ,tek şut çekemeyecek ,pozisyona giremeyecek takım değil. Bu takım kendi taraftarının önünde Trabzona ,Başakşehire boyun eğecek takım değil. Bu takım Beşiktaşa 35 dk. boyun eğip 2 farkı koruyamayacak ,mahkum olacak takım değil. Bu takım Karabük ,Kayseri ,Adana ,Akhisar maçlarında ki rezil futbolu oynayacak takım değil.

G.Saray kadrosu bu lig için yeterli değil açık açık lükstür. G.Saray kadrosu geçen sezon ne kadar eksik ve defolu ise bu sene tam aksine geniş ,alternatifli ve kaliteli bir kadrodur. Tek sorun şu ki o kaliteyi ,potansiyeli doğru kullanacak bir teknik adam yok. Oyuncuları takım oyununa adapte edecek ,bireysel performanslarına katkı yapacak bir hocaya sahip değiliz. G.Saray kadrosu bu sezonu Beşiktaş ile yapılan süper kupa maçından itibaren baz alarak hiç bir 90 dk. yı kalitesine ,potansiyeline uygun oynamadı. G.Saray kadrosunun kalitesi ,potansiyeli asla bu değil. Bu kadro bu güne kadar kendi potansiyelinin yarısına bile yaklaşamadı. İşte Riekerink e yaptığım tüm eleştirilerin odağı budur. Bir maç kazanılması da asla kendisine güven duymamı ,fikrimi değiştirmemi sağlamaz.

Bursa maçını dikkatle izledim. Takım oyunu olarak atılmış tek bir pozitif adım yok. Tek fark oyuncuların karakterlerini ortaya koymaları ,Sneijder ,Selçuk ,Yasin ,Podolski gibi starların kariyerlerinin hakların vermeleri oldu. İlk golümüz son dönem seyrettiğim en harika gol oldu. Bunları yapabilen ayak ve beyinler iyi bir teknik adam yönetiminde doğru yönlendirilerek neler yapmazlar ki ? 

Maçta Bursa nın attığı gol net ofsayt. Bursalı oyuncunun ceza alanında elini kolunu açarak topa müdahale etmesi net penaltı. Ofsayt pozisyonu yan hakemin hatası. Penaltı pozisyonu ise hakemin gözü önünde. Dikkatle baktım Barış Şimşek in yeri son derece iyi ,pozisyonu net görüyor. Daha başka ,Selçuk a tehlikeli alanda yapılan  net faulü görmezden geliyor ,Selçuk un kaptığı ve kontraatak başlangıcı olacak temiz pozisyona faul çalıyor.Sivok un peş peşe yaptığı 3-4 faule kart çıkartmıyor. Ne diyelim ,alıştık biz bunlara.

G.Saray takımı topa sahip olmayı ,bıktırana kadar etkisiz ,amaçsız  pas yapmayı iyi futbol sanan bir zekanın esiri maalesef. Topu alıyoruz stoperler ,bekler ve defansif orta alan oyuncuları aşağı yukarı 25 -30 defa aralarında 5-10 metrelik paslar yapıyor. Rakipler hele hele deplasmana gelenler şöyle 1-2 futbolcuyla yalandan göstermelik bir baskı ile bu pasif ,amaçsız oyuna katkı veriyorlar. Ama ne zaman rakip kaleye yaklaşıyoruz o zaman zaten çoktan yerleşmiş ,iyice dinlenmiş rakip oyuncular nefes almaya izin vermiyorlar. Bu şekilde bir bakıyorsun devre bitmiş ,top % 80 G.Saray da ama aklında kalan tek pozisyon yok. Oysa elde ki kadro potansiyel olarak ,bireysel beceri olarak iyi bir planlama ve yapılanma ile rakipleri darmadağın edecek pozisyonlara girebilir. Yasin in attığı golü iyi inceleyin ne anlatmak istediğimi daha net anlayacaksınız. 

G.Saray kadrosunda Selçuk İnan olmadan orta saha yapılandırması yapamazsın. Bunu görmek için futbol dehası olmaya ,süper bir zekaya gerek yok. Eğer Selçuk sakat ve ya cezalı ise kadro içinde alternatifiniz Josue olabilir. Selçuk çok formda ,moralli ,etkili olmasa bile yapabileceklerini Tolga ile De Jong dan asla bekleyemezsiniz. Tolga ve De Jong ancak bir birlerinie alternatif olurlar. Ve G.Saray takımı Kadıköy deplasmanına en önemli pas ,oyun kurma silahından yoksun çıkıyor.

Linnes o kadar kredisiz ,kenara atılacak ,hemen silinecek kadar kötü bir futbolcu değildir. Tıpkı Josue nin de olmadığı gibi. Sezon başında cebimizden para vererek gönderdiğimiz oyunculardan Olcan ,Emre ve Bilal asla kadroda yer alan Cavanda ,Salih gibi oyunculardan daha kalitesiz ,kötü ,değersiz oyuncular olmadıkları gibi aksine kadro derinliğine çok daha ciddi katkı yapacak oyunculardı. Yasin ,Sabri gibi oyuncular zaten ne zaman ne yapacakları belli olmayan ,istikrar özürlü oyuncular da Bruma ,Selçuk ,Sneijder ,Eren Podolski gibi oyuncularda ki mental ve fiziksel düşüş idman yanlışından başka nasıl açıklanır ? Her gol yediğimizde suç stoperlere atılıyor da Semih ,Chedjou ,Serdar ,Hakan başka takımda olsalar transfer edebilmek için milyon dolarla saçmaya çalışırdık. Takım savunmasında ki zaafları tek mevki oyuncularına yıkmak haksızlık olmuyor mu ? Bakın sezon başında rakibin tüm duran toplarında hava topuna çıkıp vuran ilk isim Eren di. Ancak o güçlü ,boğa gibi Eren şu sıralar lapa kıvamında ,topa çıkmaya hali olmayan bir durumda.

Sözün özü G.Saray takımının problemi sahada değil kulübe de zayıf olmak. Takım doğru yöneten bir beyin olmaması ,takımı takım yapacak bir hoca olmaması. Riekerink e göre ilk 7 haftada iyi futbol oynuyormuşuz. Başakşehir ve Trabzon maçlarında iyi ,dominant futbol oynamışız. Eğer yetkim olsa bunları söylediği an Florya ya giden otobüs yerine Yeşilköy e giden taksiye binerdi. Bu zihniyete ,bu futbol bilgisine nasıl güven duyarız ? G.Saray ı çalıştıran teknik direktör o pasif ,pozisyona girmekten aciz ,Muslera nın biyonik adamı oynamasıyla ,Bruma nın sihir yapmasıyla ,Eren in fizik kurallarına meydan okumasıyla alınan puanlara nasıl memnun olur ? Eğer Riekerink o garabete futbol diyor ise ,iyi futbol olarak görüyor ise Manchester e Old Trafor da hakem marifetiyle verdiğimiz maçta ki oyuna ,Real den yarım düzine yediğimiz maçın ilk 35 dakikasına uzay futbolu filan mı diyecekti ? Adamın görgüsü bu kadar ,bilgisi bu kadar ,kalibresi bu kadar. Zaten şansıyla hak etmediği yerlere gelmiş ,hayallerini misliyle aşmış bir konumda. Bu adamdan bize hayır gelmez. 

Yazıya basketbol maçıyla başlamıştım onunla bitirelim. Ergin Ataman gerçekten basketbolu çok iyi bilen ,bizim şansımız olan bir hoca. Takım geçen sezon ki kadro yapısından çok farklı ,iyi bir kadro kurulmuş. Ancak ilk haftalar pek oturmadı bu kadro. Bazı oyuncular istek dışı olarak ,mecburiyetlerden ayrılmak zorunda kaldılar. Takım bocaladı ama hoca yine yolunu buldu. Çok şey beklenen Dentmon ,Daye ,Rush Smith ,Tyus gibi oyunculardan rol değişikliği ile Sinan ,Shilb ,Micov gibi oyunculara sorumluluk vermiş. Beklentisi daha az olan Emir ,Plaiss ,Diebler ,Göksenin gibi oyuncuların ise sorumluluklarını arttırarak takımı baştan kurgulamış. Takımın eksik yönlerini oyun planlamasında yaptığı değişikliklerle silaha çevirmiş Ergin hoca. Elbette bu iş ne kadar iyi yönetilse bile sonuçta para işi. Şu kadarını söyleyelim ki 9 milyon euro bütçeli G.Saray ın yarıştığı takımlardan Fenerbahçe ve CSK Moskova 30 milyon euronu üzerinde Efes ,Darüşşafaka ,Real ,Barcelona ,O.Milano ,Olimpiakos ve bir çoğuda 20 milyon euro civarında takımlar. Biz bütçe konusunda en az yatırım yapan 2-3 kulüpten birisiyiz. Ama emin olun ki mücadele olarak ,oyun olarak hiç de öyle değiliz hele İpekçi de tıklım tıklım tribünler önünde hiç değiliz.