06
2017
Rezil bir sezona yakışan rezil bir gece daha yaşatanlara şükranlarımı sunarım. Aslında bu günlerin yaşanacağı teknik direktör bile olmayan Riekerink ile bizden beter Fener i yenerek Türkiye kupasını ve tamamen futbol mucizesi biraz da adaletsizliği ile kazandığımız Beşiktaş süper kupa finiali sonucu belli olmuştu. Futbolu topun üç direk arasından geçmesine bağlayan zeka yoksunu yöneticiler ile geçtim lider olmayı futbolu bile bilmeyen bir zavallıyı teknik direktör diye takımın başına getirmeleri sonucunda bu günlere davetiye çıkartıldı. Sonrasında ise bu işbilmez cahiller sosyal medyada adı en çok geçen adamı sırf taraftar korkusundan takımın başına getirdiler. Sonuçta Tudor a tek lafım yok ama en az 5-6 sene daha G.Saray seviyesinin teknik direktörü olamayacağını iddia ederim.
Bu rezil takımın, bu acı günlerin suçluları çok net. En başta elbette işbilmez, beceriksiz ve zeka yoksunu, kişiliksiz yönetim. Ancak G.Saray ı yöneten insanları seçen G.Saray kongre üyeleri de aynı şekilde suçludur. Bu insanlar 3-5 bunağın iki dudağı arasından çıkan sözleri emir telakki eden kuklalardan başka bir şey değiller asla. Bunların seçtikleri yönetimlerde elbette daha kişilikli insanlar olamaz.
Yönetimden sonra 2 numaraya Türk futbolunu yöneten şeref yoksunu federasyon ve emir eri, karaktersiz, kişiliksiz başta hakemler olmak üzere alt kurumlarıdır. Bu futbol çetesi Türkiye de şampiyonu da, düşenleri de belirleyen, futbolu masa başı oyunu olarak gören ve oynatan reziller sürüsü, kravatlı eşkiyalardır. Bakın bu sezon G.Saray ın hakem hatalarıyla alınmış tek puanı var mı ? Şu hiç bir esprisi olmayan Kasımpaşa maçında bile hakem damgası olur mu ? Maç 1-0 takım 10 kişi, buraya kadar bir sorun yok. Ancak Mutlak penaltıyı göre göre görmezden gelen Özgür efendi daha bizimkiler itiraz ederken bizim kaleye gol oluyor. Skor 1-1 olacakken bir anda 2-0. Bu hakem takdiri filan değil, hakemin yeri iyi, gördüğü kesin, rakibin açık eli kaleye giden topu kesiyor ama ne gibi bir telkin ile çıktıysa maça görmezden gelmek zorunda bırakılıyor emir eri kukla. Tıpkı geçen hafta Halis efendinin görmezden geldiği mutlak penaltı ve kırmızı kart pozisyonları gibi. Biz iyi oynarız, kötü oynarız, hesabınıda biz sorarız, takdirini de biz yaparız. Hakem kendi işini yapsın. Diyoruz ama şu hakemler namuslu düdük çalsalar şu rezil takım bile bugün şampiyonluk potasında olurdu.
Bu rezilliğin 3 numaralı sorumlusu 2 senedir destekten çok köstek olan G.Saray taraftarıdır. En başta adam bile olmayan bir zavallıya hiç hakkı olmayan payeler yükleyen, fareden aslan yaratan futbol bilmez, gördüğünü anlamaz hayalperestler. Sonra sezonun tüm kupalarını kaldıran takımın yeni sezon açılış maçını 20 bini bile bulmayan taraftar desteğine mahkum eden iyi gün dostları. Ardından kendi oyuncusuna en aşağılık hakaret, küfür ve aşağılamaları layık gören kudurmuş güruh. Doğrusu bu taraftarın destek verdiğinden bile hiç emin değilim, olsada olur olmasada. Zaten şu kulübe yönetici olsam kendilerine uA diyen gurubu tribünlerden söker yeni genç tribün liderleri bulur ve eski Ali Sami Yen kapalısından ders aldırırdım. Hiç olmazsa futbolcuları arabın yalellisi gibi sürüp giden ninni kıvamı uyutan tezahüratlardan kurtarırdım. Tam 40 senedir şu tribünlerdeyim bu kadar kötü, bu kadar coşkudan uzak, bu kadar rakibi ve hakemi baskı altına almaktan aciz bir kalabalık görmedim. Bir Beşiktaş ya da Fener in derby tribünlerine bakın bir bizim derby atmosferimize, ne demek istediğimi anlarsınız.
Elbette futbolcularda bu rezilliğin önemli sebepleri arasında. Ama doğrusuya en az suçlu bulduğum onlar. Çünkü bu topluluğa başarısız olmaları için her türlü zemini ısrarla hazırlayan bir yönetim, asla yanlarında olmayan, yalnız olduklarını, hedef tahtasında olduklarını göstere bir taraftar gurubu ve içlerinde ki adalet duygusunu yok eden, futbol sevgisini törpüleyen, takımdaşlığı baltalayan, kodisyon ve fizik kalitelerini yerle bir eden teknik adamların eline kalmışlar. Büyük maçlarda büyük takım olduklarını hissetirmeyeni küçük takım gibi rakibe önlem almayı marifet sayan futbol akillerine teslim edilmişler. Ancak ne olursa olsun üstlerinde ki formaya, göğüslerinde ki armaya layık mücadele ettiklerine asla inanmıyorum. Doğrusu ya benim açımdan şu seneden kimin kalacağı kimin gideceği hiç önem taşımıyor. Elimde olsa tek futbolcu bile bu kulüpte kalamazdı bu sene forma giyenlerden. Başta Muslera, Sabri, Sneijder, Selçuk ve yerli yabancı, genç, yaşlı ayırmadan teknik ekip, yönetim hepsini tarihimizden silerdim. Benim sahada isyan etmeyen, savaşmayan, kavga vermeyen, gerektiğinde çıldırmayan, delirmeyen ,kaderine razı, kabullenmiş adamlarla işim olmaz