Uğursuz pazardan sonra güzel bir cumartesi gecesi yaşadık. Aslında daha baştan belli oldu geçen hafta benim açımdan. Pazar günü İzmir den gelecek olan bir Galatasaray lı abimle beraber maça gidecek harika bir gün geçirecek geceyide Çiçek pasajında noktaladıktan sonra abimi yolcu edecektim. Maalesef bütün bu planlar hayalden öteye geçemedi. Sabahın köründe gelen bir telefon berbat bir günün ilk habercisiydi. Alelacele çıkıp Çekmeceye doğru giderken ışık ihlali yapan bir kazmanın benim arabama çarpması da olacakların açık belirtisi oldu. Tek tesellim eşim ve kızımın yaralanmadan çıkmasıydı bu kazadan. Elbette arada bizim Fener maçıda yalan oldu. Maça gidecekken sabah saatlerinde kaybettiğimiz çok yakın bir aile dostumuzun cenazesiyle uğraşıyordum. Benim derby kızımın da 23 Nisan bayramı arada kaynadı gitti. Bütün bunların üstüne tarihi fark olacak maçta ballı Fenere gitti. Ben maçı ancak çarşamba günü seyredebildim ,sonuca çok üzülmüştüm de maçı seyredince sadece biraz kızıp isyan ettim ama yine de içim rahatladı ve güldüm.

Şimdi bazılarınız bana kızacaksınız belki ama ben Fener maçına kadar bir maçta daha puan kaybetmemizi istiyorum. Fener ise hep kazanarak gelsin bizim maça kadar. Çünkü biz bu Fener i her şekilde yener öyle şampiyon oluruz. Değil Kadıköy de Samandıra tesislerinde oynasakda yeneceğiz. Gerekiyorsa hakemi de ,şans meleklerini de ,tribünleri dolduran kuduz köpekleri de yeneceğiz. Eğer averaj gerekecek olsa onu da yaparak yeneceğiz. Maçı seyrettikten sonra mağlubiyete biraz kızdım ama bu takımın sadece bu sene değil gelecek 3-4 sene daha Türkiyede şampiyonluklara ambargo koyacağına %100 inandım. Bu süreç içersinde bir de Avrupa kupası neden olmasın ki. 

Dün gece Trabzon deplasmanında seyrettiğim Galatasaray bana ne denli doğru düşündüğümü gösterdi. Galatasaray kazanır ya da kaybeder ama sahada futbol oynayan takım daima Galatasaraydır. Galatasaray futbolcusu iyi oynamayabilir ama asla mücadele etmeyen bir oyuncu göremezsiniz. Eğer olay topun üç direğin arasından geçmesi ise emin olun ki Arena da keyfi gelmeyen top Kadıköy de coşacaktır. Ancak şu bir gerçek ki Barcelona Osasuna yı 8-0 yenerken bizim kadar ezici bir oyun oynamamıştı. Bu sene oynanan 3 maça bakarsak çekirge 3 kere sıçrama hakkını fazlasıyla kullandı.

Beni rahatsız eden ayrıntılara siz de takılıyormusunuz bilmiyorum. Dün gece maçtan sonra Şansal ve çetesini izliyorum. Etik Rıdvan efendinin kırmızı kart beklediği penaltı pozisyonuna büyük hakem eskisi Marcus amcamız kesin penaltı ve sarı kart diyor. Bu arada pozisyonun kahramanı Olcan Adın penaltı yoktu diyor. Muslera kesinlikle yoktu diyor. Marcus Merk nasıl kızardı ,bozardı ,kekelemeye başladı görmeyenler izlesin ,tavsiye ederim. Yok efendim Olcan hata ediyormuş ,bir futbolcu öyle konuşmamalıymış ,hakemi zor durumda bırakmamalıymış. Kendisi aynen bunu uyguladığı için herkesten de hakemlere yalakalık yapmasını istiyor. Günahım kadar sevmesem de benim açımdan Erman Toroğlu diğer hakem eskileriyle kıyaslanmayacak kadar cesur yorumluyor pozisyonları. İş bize gelince 2-3 santimin hesaplarını saatlerce yapanlar yüzlerce kere devam dedikleri pozisyonda kesin penaltı hükmüne varıyorlar. Sanırım dünyada başka hiç bir takım böyle bir çirkeften şampiyonluk çıkartamaz.

Bu arada futbol literatürlerine yeni yeni tanımlar sokmaya devam etmekteyiz. Efendim şike sahada gerçekleşmiş mi ,gerçekleşmemiş mi ? Eğer ben yanlış anlamıyorsam adalet ,ahlak ,namus ,hukuk ve etik kurallardan bihaber olan federasyon ve etik kurulu işin masabaşı kısmının gerçek olduğunu inkardan vaz geçtiler. Rezilliğin sahaya yansıyan kısmıyla ilgili bir şüpheleri olduğuna da inanmıyorum da olay şikecileri kurtarma opersyonu olunca çalınan minareye kılıf dikiyor işgüzarlar. Yoksa fazla değil sadece Fener ve Trabzon un Eskişehir deplasmanında oynadıkları maçlara bir baksalar şikenin de teşviğin de sahaya nasıl yansıdığını açık açık göreceklerdir. Ne kadar ilginçtir ki FIFA ve UEFA nın kriterlerinde futbolun en büyük sorunu olarak gösterilen iki konu var ,biri şike diğeri ise ırkçılık. Bu iki konuya yaklaşımlarında kesinlikle en küçük bir taviz ve tereddüt göstermiyorlar ,futbol için en büyük tehdit olarak görüyorlar şike ve ırkçılığı. Bu iki spor kstili ,iğrenç suça bulaşan ,bu konuda ceza dosyaları olan kaç takımı var acaba bu ülkenin ?