27
2011
Dün gece Arena da son derece doğru iki kırmızı kart ,son derece istikrarsız bir hakem ,son derece sorumsuz bir futbolcu ,son derece gaddar bir futbolcu ,son derece büyük bir ayıp ve son derece de vasat bir lig maçı izledim.
En başta Bülent Yıldırım ın kırmızılarına gelelim. Hakem gösterdiği iki kırmızı kartta da son derece doğru kararlar verdi .Bu sebeple kendisini tebrik ederim. Ben bir Galatasaraylıyım ,bununla da hayatım boyunca gurur duydum. Hakem hatasıyla kazanılan bir maça hiç amam hiç sevinmedim bu güne kadar. Eğer o pozisyonlardan birinde kırmızı es geçilmiş olsaydı inanın bana hiç ama hiç mutlu olmazdım.
Ancak Bülent Yıldırım son derece kötü ve istikrarsız bir maç daha yönetti. Ben al ileri ver geri ,yok olmadı pilottan göster ,çizgi kamerasına geç diye yarım saatte karar verilen pozisyonlar için bir kere bile hakem eleştirmedim. Bu sebeple ne verdiği ne de vermediği penaltı kararları ile ilgili bir eleştiri de yapacak değilim. Benim isyan ettiğim noktalar çok farklı. En başta ikinci yarının başında vermediği penaltı pozisyonunda eğer faul yok diyorsan %100 sarı kartını Baros a göstereceksin. Daha sonra verdiğin penaltı pozisyonunda madem kaleci faul yapıyor arkadaş bundan daha bariz ,daha net gol pozisyonu mu var. Cezası kesinlikle kırmızı karttır ,bunu da atladın.Engin e kırmızı gösterdiğin pozisyonda kartın ne kadar doğruysa da kalecinin yaptığı hareketin cezası da sarı kart + penaltıdır. Bunlar hem oyunu hem de skoru dirk etkileyen önemli yanlışlardır ,dediğim gibi takdir hakkına giren tartışmalı kararlarda hakemi eleştirmem.
Takım galip ,fenada oynamıyor doğrusu. Engin de takımın en çok dikkat çeken oyuncusu ,oldukça iyi bir gününde. Arkadaşım sen piskopat mısın ? Bu nasıl profesyonellik ,bu nasıl bir sorumsuzluk ? Engin Baytar yaptığın en hafif ,en masum ifadeyle ihanettir. Takımına ihanet ettin ,arkadaşlarına ihanet ettin ,hocana ihanet ettin ,hepsi bir tarafa kendine ,emeğine ihanet ettin.
Ve beni en çok şaşırtan ,en çok üzen Elmander. Herkesin aksine alınmasına çok sevinmiştim. Geride kalan süreçte de hep haklı çıktım. Tam bir görev adamı ,gerçek bir profesyonel olarak herkesin takdirini kazandı. Her maç elinden geleni yaptı ,hep savaştı ,hiç geri adım atmadı. Ancak dün gece öyle bir hareket yaptı ki ekmeğini kendisi gibi futboldan kazanan bir meslektaşının kariyerini bitirmek bir yana ömür boyu sakat bile bırakabilirdi. Tekrar tekrar ,defalarca izledim pozisyonu. Hiç kıvırmaya ,inkara gerek yok ,bal gibi de bile bile yaptı ,isteyerek yaptı ,kasten yaptı. Açık konuşuyorum ,eğer PFDK üyesi olsaydım en az 1 sene ceza vermeye çalışırdım ,hatta elimden gelse futbol hayatını bitirirdim.
Gelelim gecenin ayıbına. Maalesef bu ayıp Fatih Terim imzası taşıyor. Ben Sercan Yıldırım ın alınmasını hiç bir zaman istememiştim. Kendisi benim inandığım bir futbolcu değil. Ancak ne olursa olsun bunu da hak etmek için bir şey yapmadı bu çocuk. Daha evvel bir kaç kere şans bulmuştu ,hatta takıma puanlar kazandıran iki golde de çok önemli asist sayılacak katkısı var. Eğer aldığı dakikanın Kazım ın 30 da biri filan olduğu hesaplanırsa 2 asist oldukça önemli sayılır. Fatih hoca kendisini hiç tercih etmedi ,mutlaka bir bildiği vardır. Alt yapı ,temel eksikliği gibi sebepler öne sürdüler ,haklıdır. Bunlara bir itirazım yok. Ama dün gece çocuğu son 15-20 dakikada oyuna sokuyor sonra da 9 dakika oynatıp çıkartıyorsan bu da en hafif tabiriyle ayıptır. Arkadaş takım 10 kişi kaldı ,bir hamle yapmak ihtiyacı hissetin ,kabul .Çıkartırsın Elmander i ,Riera yı ,Selçuk u ya da kimi istersen ama orada oyuna yeni giren Sercan ve Ayhan çıkartılmaz. Yemin ederim ben o çocuğun yerinde olsam bu saatten sonra idmanlarda terlemem bile. Burada bahis konusu olan 20 yaşında bir delikanlı olunca yapılan işin çirkinliği en az 2-3 kat daha da fazla. Yakışmadı hocam hiç yakışmadı. Dua et de yarın Elmander 3-4 maç ceza alınca müzmin sakat Baros a bir şey olmasın. Yoksa Fener maçında Sercan ın eline kalırsan Aykut ya da Ufuk tan birini forvet oynat daha iyi olur.
Gelelim maça ,aslında anlatacak fazla bir şey de yok. Sahada son derece ofansif bir takım var. Ama özellikle ilk yarıda pozisyon bile yok neredeyse. Takımda yaratıcılık sorunu had safhada. Riera yı ilk defa bu kadar futbola yakın gördüm. Eboe sağ bek te çok iyi ,Grosicky i kelimenin tam anlamıyla bitirdi. Hocanın çift forvetle oynamayı çok daha sıklıkla denemesi gerekli ,takım kesinlikle ölü toprağını atmaya ,silkinmeye çalışır bir görüntü verdi. Engin büyük olasılıkla yılın en iyi transferi olur ancak sıkı bir psikiyatrik yardıma ihtiyacı var ,kulüp ona 24 saat psikolog versin. Baros a ne kadar güvenilebilir onu kestirmek imkansız. Yediğimiz gol de Semih in çok büyük hatası vardı ,topa hamle yapıp yerini kaybetti ,müdahale edemeyince de rakibi kaleci ile baş başa bıraktı. Daha sonra 85. dk. civarı bir ciddi hata daha yaptı ancak o gol olmadı. Ama özellikle ilk yarıda çok iyi top oynadı ayrıca ayağına hakim ve pas becerisi olması da bir stoper için çok iyi. Tecrübe kazandıkça çok daha iyi olacaktır ,bence hoca ısrarına devam etmeli. Yıllar sonra kale de güven veriyor ki bu bir takım için çok önemli. Genel görünüşe gelirsek Galatasaray zevk ve heyecan veren ,coşkulu ,baskılı bir futbol oynayamıyor. Elde ki kadroyla bunu yapması da imkansız zaten. Ama son 3-4 yıl baz alınırsa sahada mücadele eden ,fizik gücü çok daha iyi bir takım olduğu da bir gerçek.
Son olarak ne hakemle alınacak puana ihtiyacımız var ,ne de hakkımız olmayan kupalara. Ben dün gece Bülent Yıldırım ı beğenmedim. Bence kötü ve istikrarsız bir maç yönetti . Ancak asla taraflıydı da diyemem ,dün gece ki yönetime tetikçilik diyemem ,talimatla maç yönetti diyemem. Yine de Engin i son derece doğru şekilde attıran yan hakem Erdinç Sezertan nasıl olur da kalecinin yaptıklarını göremez ,inandırıcı gelmiyor. Hele ki aynı yan hakem 2-3 yıl evvel Sivas ta karlı ,buzlu zeminde Ümit Karan ı hiç yoktan attıran ,maçı elimizden alıp rakibe hediye eden hakem olunca daha da midem bulandı. Asıl merak ettiğim ise Melo ya ceza verilmesini engelleyen Fatih hocamız şimdi Engin ve Elmander e de ceza verilmesine engel olabilecek mi ? Bir de geçen sezon Karabük de 14. dk. da Fener i 10 kişi bırakmamak için % 100 faulü görmezden gelen Bülent Yıldırım ın gösterdiği gelişmeye hayran kaldım demeliyim. İsteyen tavuk gibi yaşasın biz horoz gibi ölmeyi tercih ederiz.