15
2011
Evet sporda şike ve şerefsizliği teşvik yasası mecliste grubu bulunan siyasi partilerin yıllar sonra bir konu üzerinde birleşip ortak karar almalarıyla alelacele çıkmış bulunuyor. Cumhurbaşkanı içine sinmediğini söylediği halde imzalamak zorunda bırakıldı maalesef. Gerçi sayın Gül ün elinde anayasa mahkemesi kozu bulunuyordu ama o da kendi arkadaşlarına silah çekmedi ,bunun yerine prensiplerini ve vicdanını çiğnemeyi tercih etti. Yine de en azından meclistekiler gibi olmadığı için kendisine teşekkür etmeliyiz ,en azından bu rezilliği bir daha düşünün ,böyle yasa olmaz diyebildi ,sağduyu gösterebildi.
Ne oldu şimdi ve tabii ki asıl soru ne olacak. Bundan sonra teşvik primi yasaldır ,almakta da ,vermekte de bir sakınca yoktur. Artık şike yapmaya teşebbüs etmek serbesttir ,eğer şike teklif edenle ,şike teklif edilen fiyatta anlaşamazlar ise ya da başka bir deyişle teşvik primi önerisi şike önerisinin daha üzerinde bir para ise ortada hukuku da ,etik değerleri de ilgilendirecek bir suç unsuru yoktur. İşte serbest piyasa ekonomisi diye buna derim ben ,pazarlık etmek herkesin hakkıdır. Ama asıl güzellik bir kere şike yapmakla on kere şike yapmak arasında cezai bir fark bulunmamaktadır. Yani bir maçı satın mı aldınız ,o sezon istediğiniz kadar maç satın almakta özgürsünüz artık. Çünkü mantığa göre şike yapanın hedefi tek ,ya şampiyon olmak ya da kümede kalmak. Bu tek amaç için aynı suçu kaç kere işlediğinin hiç bir önemi yok. Yani eğer bir gün bir banka soyup köşeyi dönmeye karar verirseniz ve soygun esnasında aksilik olurda silahınızı kullanmaya mecbur olursanız bir güvenlikçiyi vurduktan sonra hiç çekinmeyin geleni geçeni temizleyin. Elinizde harika hukukçuların hazırladığı ve meclisimizde tam bir görüş birliği ile kabul edilen mükemmel bir emsal yasa var. Ancak düşünüyorum da ya terör örgütleri de arkadaş banane kaç kişiyi vurduysam vurdum ,sonuçta benim de yaptıklarım tek bir amaç içindi ve tek bir suçtur derlerse ne olacak. Allah hakimlerimize sabır versin.
Bu işin ,şimdiye kadar kapalı kapılar ardında yapılan iğrenç pazarlıkların bugünlük sonuçlanan bölümü sadece. Şimdi kulüpler birliği küme düşmenin kaldırılıp cezaların kulüpler bazında da tüm caydırıcılığının yok edilmesinin peşinde. Bu sayede marka değeri tavan yapmış ,Avrupanın en kaliteli futboluna sahip süper ligimiz ve bu ligi oynadıkları süper futbol ile renklendiren muhteşem kulüplerimiz hakettikleri paracıklarını kesintisiz alabilecekler. Böylece ilkeli yayınları ve renk ayırmadan yaptığı tarafsız habercilikle gönlümüzde mutena bir yere sahip asil yayıncı kuruluşumuz ve medyamız yaptıkları yatırımların karşılığını alarak Türk sporuna hizmet etmeye devam edebileceklerdir. Elbette bu ülkeye rant ,nema ,rüşvet gibi günümüz ekonomisinin vazgeçilmez değerlerini büyük bir özveri ile sokan sayın siyasetçilerimiz de Türk sporundan namus ,şeref ,alınteri ,etik gibi gereksiz kavramları çıkartmak surtiyle yaptıkları büyük hizmetin karşılığını da gerek ikili ilişkilerinde gerekse sandıkta mutlaka alacaklardır. Ayrıca sayın Cumhurbaşkanımızın oyunbozan ve sağduyulu tavrına karşın ülkemizim ali menfaatleri yolunda birliklerinden ödün vermeyen siyasi partilerimizde tebrik ve takdiri haketmişlerdir. Aynı duyarlılığı küme düşme gibi ağır cezalara karşı da gösterbilmeleri dileğiyle.
Türk futbolunda artık çok ciddi bir değişim yaşanmaktadır. Gerçi bu büyük değişim özellikle son yıllarda ülkemizin değişik platformlarında mükemmel olarak yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Artık zaman dik durma ,eğilip bükülmeme zamanı değildir. Artık gemisini yürüten kaptan devri başlamıştır. Bundan sonra yap ama nasıl yaparsan öyle yap devrindeyiz. Kurallar sadece çiğnensin diye koyulmuş ayrıntılardır ,takılmamak gerekiyor. Namus ,şeref ,alınteri gibi kavramlar içi boş ,ne para ne de kupa getiren boş safsatalardır ,takmamak gerekiyor. Söz mü verdiniz ,laf mı ettiniz yiyebilirsiniz ,çiğneyebilrsiniz hatta inkar edebilirsiniz ,kimin umrunda ki. Esnek olacaksın bu devirde ,zamanın getireceği şartlara uyacaksın ,rüzgara göre yön değiştireceksin. Tek gerçek pastadan aldığın payın miktarıdır ,elin uzun olacak ,belin de kıvrak. Asla prensip sahibi olmayacaksın ,değerin olmayacak ,vazgeçilmezin ,olmazsa olmazın olmayacak. Unutmayacaksın satılık olmayan hiç ama hiç bir şey yoktur bu düzende ,ne maddi ne manevi.
Bakın sevgili Galatasaraylılar biz bu konularda gerçekten çok geri kaldık sevgili rakiplerimizden. Bu gerçekleri göremedik onlar gibi ve uyanamadık hala bu gereksiz idealistlikten. Bize mi kaldı sporcunun ahlakı ,sporun etiği ,insanın namus ve şerefi. Bakın Fenerli arkadaşlara ,geçtim fanatiklerini ,kadın ,çoluk ,çocuk nasılda sahiplendiler şaibeleri topyekün. Bakın Beşiktaşın çarşısına ,nasılda 180 derece dönüverdiler birden bire. Hani temizlenip gelecekti Tayfur ları ,Serdal ları ,yasa değiştirilip çıkartıdılar Beşiktaşın çocuğu oldular. Şike mi yapmışlar kupada ,futbolcumu almışlar rakipten ,kimin umrunda. Bakın Trabzonlu kaplanlara ,şampiyonluk kupası istiyorlardı ,şampiyonlar ligine alınınca çıtları çıkıyor mu hiç. Bakın Anadolu aslanlarına ,para ve çıkar rüzgarlarına nasılda yelken şişiriyorlar. Gerçekleri görmek lazım ,iş bilenin kılıç kuşananın.
Bu gerçeklerin ışığında ne yapacağız ,işte tartışılması gereken tek konu budur. Benim naçizane fikrim kulüpler birliği ve partiler birliğiyle aynı doğrultuda ilerleyelim. Böylece yayıncı kuruluştan milyon milyon dolarlarımıza da halel gelmesin. Ayrıca babasının cebinden bize stadyum hediye eden sayın büyüklerimizin de gözüne girmiş oluruz. Federasyon ve hakemlerimiz de yıllar sonra bize de tarafsız kararlar alırlar belki. Tabii puan silme sonucu kazanacağımız artı avantajla gelecek yıl şampiyonlar ligi de çantada keklik olur ,oh gelsin 20-30 miilyon euro de oradan. Bu sene ara transfere filan da hiç gerek kalmaz. Takım zatan fena değil. Fener ,Beşiktaş ve trabzondan silinecek puanları ve Bursa nın kötü gidişini de hesap edersek çok fazla zorlanmayız. Gündemimizde olan ,adı bizimle anılan oyuncuların ortalama maliyeti yarım sezon için 2-3 milyon dolar gibi. İki ya da üç futbolcu takviyesi bize 8-10 milyon dolara denk gelir. Oysa bu kadro zaten en az 8-10 maçı kendi bileğinin gücüyle rahat kazanır. Bir maç kazanmak için rakipten 3 futbolcu aldığımızı hesap edersek ve tarifeyi de İbrahim Akın üzerinden yapacak olursak o maçın maliyeti en ağırından 150-200 bin doları geçmez. Zaten 8-10 maçı kendimiz rahat kazanırız 7-8 maçı da rakipten futbolcu satın alarak 3 puanla katırsak rahat rahat açık ara şampiyon olur bu takım. Ve bunun bize maliyeti de 2 milyon doları bile bulmayacaktır. Yani hem transferden çok daha garanti bir yol hem en az 7-8 milyon dolar daha ekonomik. Devir hesap devri ,iyi düşünmek ,zamana uymak ,kılıfına uydurmak gerekiyor. Elbette bu işler Avrupa da sökmez ama zaten kimin umrunda ki. Çıkarız biz de Trabzon gibi rakip kaleyi hiç düşünmeden kalemizi savunur ,1 puana yatarız ,hatta denk gelirse bir şutla 3 puan bile alabiliriz. Esnek olalım dostlar ,artık hayatta kalmanın şifresi budur ,esnek ol ,kıvrak ol ,her şeye karşı açık ol. Devir sana uymayacak Galatasaray ,bizahmet sen zamana ,düzene uy.