Bu sene yine "takma kafana ,boşver aldırma" sezonlarından birisini yaşayacağız anlaşılan. Bu takımın genlerinde orta diye bir şey yok işte. Ya başarıdan ,zorlarla dalga geçmekten başımızı döndürürler ya potansiyellerinin yanına yanaşamaz ,beklentilerin çok ama çok uzağında kalırlar. 

Şimdi isim isim eleştirmeye hiç gerek yok. Bu saatten sonra takım filan da değiştirmeyeceğimize göre bu cefayı çekeceğiz çaresi yok. Ancak bu yılın böyle geçeceği kendini az belli etmedi aslında. 

Hamza hoca ölümcül hatayı geçen sene Emre ye aslan kesilip Burak a ,Sneijder e karşı kedi bile olamayarak yapmıştı. Neyse yaşı genç daha ,öğrenmesine öğrenir de öğreneceği yer G.Saray olabilir mi orası muamma. Bir de hiç anlamam ama teknik adamlar da nedense "Amerika yı baştan keşfetmek" takıntısı var. Ne diye başarılı olduğun sisteme sırt dönersin ,ne diye oyuncuları kendi mevkileri yerine farklı yerlerde denersin hiç aklım almaz ama hepside bunu yapar ne iş ise.

Futbolcular için diyecek fazla bir söz yok. Takım 4 lig ,1 süper kupa ,1 de şampiyonlar ligi olmak üzere 6 tane resmi maçı geride bıraktı. Bu 6 maçta 2 galibiyet ,2 beraberlik 2 de mağlubiyet var. Takım oyunu diye bir şey yok ama bireysel olarak da biraz Sabri ,biraz Hakan Balta ,biraz da Chedjou haricinde ortaya bir şey koyan da yok. Hele hele Muslera ,Sneijder ve Podolski gibi fark yaratması ,kaliteyi yükseltmesi beklenen yıldızlar farklarını G.Saray için değil rakipleri için ortaya koyunca tablo iyi bile sayılır. Burak ve Selçuk da bu listeye rahatlıkla dahil edilebilir elbette. 

Yönetim ve Dursun Özbek için de olumlu bir şeyler düşünmek ve söylemek imkansız maalesef. Emin olun ki transfer döneminde suskun kalınması ,Fener in, Beşiktaş ın ve Trabzon un tozunun yutulması hiç umrumda değil. Alınamayan İbrahimoviç ve diğer yıldızlar için tek bir eleştirim yok. Ancak sıkıntı olan Dursun Özbek in Mayıs ayında tüm ağır abilerin ,duayenlerin ,derin G.Saray ın yani "liseci" güruhun desteğine rağmen çıkıp şov yapması oldu. Arkadaş o "derin destekle" sen değil odun aday olsa zaten seçilecek. 6-7 ay beraber çalıştığın Duygun Yarsuvat tan da hiç mi bir şeyler öğrenemedin ? Ne diye açık seçik tüm gerçekleri ,maddi durumu ,Uefa ve Fifa nın tehditlerini anlatıp alacağın tedbirleri ,yapacağın işleri anlatmak yerine çıkıp yok 2 yıdız alacağını yok 3-4 tanesi ilk 11 e olmak üzere 6-7 tane transfer yapacağını anlatıyorsun ? 

Yaz ayları geçti ,gazeteler her gün G.Saray a transfer üstüne transfer yaptırdılar. Bir C.Ronaldo bir de Messi hariç neredeyse Avrupa da oynayan her futbolcu G.Saray la anıldı. Yönetim den çıt yok. Sonunda çıkıp Hamza hoca ve Cüneyt Tanman boyunlarını giyotine uzatıp gerçekleri dile getirdiler. Sonuçta Cüneyt Tanman yok olup gitti ,Hamza Hamzaoğlu günah keçisi olarak geriye kaldı. Eğer bir takım başarılı olacaksa o kulübün yönetimi başta başkan olmak üzere hocasına ve oyuncularına siper olurlar. Ama biz de hoca yönetime ve başkana siper oldu. Daha evvel aynı şeyi Fatih hoca da rahmetli Özhan Canaydın başkana yapmıştı. Ama Hamza hocanın kalibresi başka Fatih hocanın bambaşka. Gerçi Fatih Terim de o kalibreye ulaşmak için kendisine siper olan Faruk Süren başkanın gölgesinden çok yararlanmıştı. Eğer Faruk başkan takımının ve hocasının arkasında duvar gibi sapasağlam durmasaydı ne bizim 4 senelik destanımız ,ne Fatih hocanın bu günkü kariyeri ne de Türk futbol tarihinin en değerli 2 kupası olamazdı. Oysa Dursun başkan Faruk başkanın tam aksine hocasının arkasına saklanmayı tercih ediyor.

Yönetimin ve başkanın seçim dönemi yalanları ve hocasının arkasına saklanan kişiliksizliği yeterince üzerken 80 küsur günlük transfer döneminin son dakikalarına sığdırmayı başardıkları skandal da tam anlamıyla tuz biber oldu. Arkadaş o kadar zaman sen transfer yapmayacaksın 31 Ağustos gece yarısına 3 dakika kala Almanya dan futbolcu alacaksın. Onda da belgede eksik imza çıkacak. İnanın bana şu işi ben yapsam tek dakika düşünmeden istifamı verir özür dilerdim. O futbolcuya oynamayacağı yarım sezonun parasını da kulübün kasasına dokunmadan cebimden öderdim. 

Evet sonuçta yönetimi bu 3 temel hatası nedeniyle eleştiririm ,kızarım. Hocayı doğrularına sırtını dönmekle ,takım içi adaleti ,dengeyi sağlamamakla ,futbolcuları yanlış yerlerde oynatmakla ,gerekli disisplini sağlamamkla ya da adaletsiz sağlamakla ,hatta korkaklıkla ,kişiliksiz futbolla eleştiririm ,kızarım. Futbolcuları düşük performans göstermekle ,iyi futbol oynamamakla ,takım oyunundan kopmakla ,bireysel becerilerini sergilememekle ,hırstan yoksun olmakla ,aşırı agresif davranışlarıyla ,konsantrasyon ve disiplin eksiklikleriyle eleştiririm ,kızarım. Ancak bir söz de bize söylemek lazım sanırım. Arkadaşlar takım geçen sezonu 3 kupayla tamamlamış. Türkiye de 4. yıldızı takan ilk takım olmuş. Stadın metro ulaşımı tamamlanmış. Taraftarın önüne ilk çıkışı ,Osmanlıspor maçı ve 55 bin kapasiteli Arena stadında 10 bine yakın bir taraftar var. Keza Mersin maçıda çok farklı bir durum yok maalesef. Avrupa Şampiyonlar Ligi maçı ve tribünlerde yine bir ton boşluk var. Şimdi bizim çıkıp rahat rahat salladığımız yönetim ,hoca ve futbolcular çıkıp medyaya kardeşim bir stadı bile doldurmaktan aciz taraftarın bizi eleştirmeye ,suçlamaya hakkı var mı ? dese ,biz boş tribünlerle 3 kupa kazandık ,görevimizi yaptık ama onlar bir stadı doldurarak görevlerini yapamıyorlar ,deseler söz söylemeye hakkımız olur mu ?

Sözün özü bu sene bu takımdan bir halt olmaz. Balık baştan kokar ,bu başkanın ,bu yönetimin kişiliksiz ,karaktersiz ,korkak tutumları ile takımı idare etmesi pek mümkün değil. Bu hocanın bu saatten sonra takım üzerinde birlik ,beraberlik ,güven ,adalet ve disiplin tesis etmesi çok zor. Bu futbolcuların bu yönetime ,bu hocaya en acısıda kendilerini yalnız bırakan taraftara güven ve aidiyat ile bağlı olması ,savaşması imkansıza yakın. Yani bu sene tarafsız spor medyamız!!! ,tarafsız federasyonumuz!!! ve ebedi dostlarımız!!! mutlu olur bize sinir ile keder düşer.