20
2017
Rize de kaybedilen belki de 2 puan değil şampiyonluk şansımızdı. Gerçekçi bakarsak bu hafta alınacak bir beraberlik bile şampiyonluğu imkansıza yakın hale getirecek. Eğer kazanırsak arada ki puan farkı 4 e kalan maç sayısı ise 12 ye inecek. Yani olası bir galibiyet bile sadece zayıf bir umut vaad edecek ancak. Beşiktaş açısından bakarsak en rahat ,en stressiz şekilde bir derby oynama lüksüne sahipler. Kazanmak onları şampi yapar, kaybetmek ise sadece biraz üzer.
Rize de yeni hocanın ilk dokunuşlarını özellikle ilk devre hissettik. Takım oldukça istekli ve inatçı bir şekilde önde baskı yaptı. Rakip ataktayken herkes topun arkasına geçti. Rizeli oyuncular oyun alanının her bölgesinde enselerinde bir G.Saraylı buldular. Yan toplarda ve serbest vuruşlarda hemen tüm kafa toplarını G.Saray oyuncuları karşılamayı bildiler. İkinci devre fiziğimiz, gücümüz yettiği kadar mücadeleye devam ettik. Yediğimiz golü belki her kaleci yer ama Muslera yememeliydi.
Maç öncesi antremanda yedek soyunmak istemeyen Bruma hoca tarafından makası yedi. Tudor un mesajı net, adın sanın ne olursa olsun sen sadece futbolcusun ve işin hocanın istediğini yapmak. Yani kim olursan ol futbolcu hocaya, hoca ise kulübe tabidir. Hoşumuza gider ya da gitmez ama işin doğrusuda tam olarak budur.
İgor Tudor un elinde sihirli değnek yok ama takım son 2 sene en fazla koştuğu, mücadele ettiği 90 dk. yı oynadı. İyi mi oynadı derseniz cevap net olarak hayır. Hücumda bir türlü etkin olamıyoruz maalesef. Tudor un oyuncu değişiklikleri de eleştiriye açık, hatta bence hatalı. Linnes in hangi sebeple çıktığını anlamadım. Tolga ile De Jong un aynı anda sahada olduğu maçları G.Saray zor kazanır. Zaten yediğimiz golde de Tolga nın son derece gereksiz ve acemice bir faulü söz konusu. Semih in sol bek oynaması çok enteresandı. Ama G.Saray ın maç boyu kanatlardan yaptığı en etkili ortayı Semih in soldan bindirmede sol ayağı ile yapması daha da enteresandı.
İgor Tudor un takımında en çok dikkatimi çeken oyuncu Chedjou oldu. Adam formayı aldı ve tüm hava toplarını kesti, tüm ikili mücadeleleri kazandı, hep doğru yerdeydi, hep doğru kademedeydi, neredeyse tüm pasları da olumlu ve isabetliydi. Fransa liginde nasıl yılın futbolcusu seçildiğini anladım. Selçuk defansif görevlerini aksatmamak adına ofansif rolünden tamamen soyutlamış kendini. Semih kötü değildi ama tek bir hatası ile yine güven sarstı. De Jong her zaman aynı. Yasin kötü, Rodrigues kötü, Podolski golü haricinde etkisiz, Sabri ve Linnes görevlerini yapanlar arasındaydılar ki yeni hoca ile Sabri defansif, Linnes ofansif gayretlerini arttırmışlardı.
G.Saray ın başında çıktığı ilk maçta hocanın oyuncu değişikliklerini hatalı buldum. Kaybedilen puanda bu yanlışların payı olduğunu düşünüyorum. Elbette yüksek ihtimal kaçan şampiyonlukta da baş suçlu G.Saray ı tam 20 hafta hocasız bırakan, kenarda bir futbol aklından, takımın başında bir liderden mahrum bırakan öngörüsüz, vizyonsuz yönetim sonra da sadece son 2 maçta bile saymadıkları 2 nizami golümüzle 4 puanımızı gaspeden hakem mafyası olarak görüyorum.
Takım Rize de 2 puan kaybetti ama mutluyum yinede çünkü G.Saray bu sezon ilk defa teknik direktör hatası ile puan kaybı yaşadı. Çünkü G.Saray neredeyse 1 senedir ilk defa kulübesinde gerçek bir teknik direktör ile maça çıkma lüksünü yaşadı. Sonunda biz de bir teknik direktörü eleştirbilecek, yanlışlarını tartışabileceğiz. Bu arada meya maymunları ve tff yöneticileri aşağı yukarı her takımın hakemlerden eşit çektiğini söylüyorlar ya insanda biraz ar namus, biraz utanma, kişilik olmayınca işte böyle oluyor. Beşiktaş 7 puan önümüzde ve hakem marifetiyle en az 2-3 puanları fazladan yazıldı. Başakşehir maçlarında ilginç bir şekilde hakem hatası en az seviyede ama totalde onlarında hakem le yazdıkları 1-2 puan var. Fener aşağı yukarı başa baş gelir bu işte, sonuçta 2-3 maç hakem mağduriyetinde 5-6 puanlar yok oldu ama Karabük ve Konya maçlarında 6 puan net hediye. Oysa G.Saray bu sezon tek puanı haksız bir penaltıyla, bir ofsayt golle almadığı gibi rakibimize çalınmayan bir penaltıda mevcut değil. Buna karşılık son 2 maçımızda sayılmayan nizami gollerimiz 4 puana, Kayseri deplasmanı, Trabzon maçı hakem hataları ile kayıp 3 puan. Yani sadece tartışılmayacak hakem hataları ile kaybedilen tam 7 puan. Bu ayıp değilse, haksızlık değilse, adaletsizlik değilse başka nasıl açıklanır ?
Arkadaş takım kötü oynar, futbolcular hata yapar, mücadele etmez, yönetim yanlış yapar, hoca yanlış kadro çıkartır, hatalı oyuncu değiştirir, kötü taktik verir biz eleştiririz. Biz takımın yanlışını protesto ederiz, maça gitmeyiz orası ayrı konu ve kimseyide ilgilendirmez. Ancak bir ligin şampiyonunu değiştirecek kadar bariz hakem hataları hep birilerinin lehine birilerinin aleyhine olursa biz de kör değiliz, salak hiç değiliz. Emin olun ki futbolun kurallarını da,futbolu yönetenlerin amaçlarını da, açık seçik taraf olan Türk medyasının satılmışlığını da çok net biliyoruz. Bazı maçlarda çıkan ve çıkmayan ,rengi takımların rengine göre değişen kartları, çalınan ve çalınmayan düdükleri emin olun sizin kadar iyi görüp, niyetlerinizi anlıyoruz. Bu takım bu sene bu kadar kötü yönetildiği, bu kadar hocasız bırakıldığı ve bu kadar kötü futbol oynadığı için sizinle ilgili gerçeklerle çok ilgilenmedik ama bu takım yarın doğru yola girip doğru futbol oynadığında bunları yaparsanız bu taraftar da dünyayı sizin o cin kafalarınızın tepesine yıkmayı bilir.