03
2017
Oh be sonunda bitirdik şu berbat sezonu. Gerçi bu yönetimle, bu kafa yapısı ile omayan futbol aklı ile gelecekten de pek ümit yok ama bu yılında elle tutulur bir tarafı yoktu. Dursun Özbek ve yönetim kurulu son derece zayıf, bilgisiz ve vizyonsuz insanlar. İş hayatlarında nasıl başarılı olduklarını bilemem ama spor yöneticiliği denince kesinlikle sınıfta kalırlar. Çok zor bir şey değil sadece Selahattin Beyazıt, Ali Uras, Ali Tanrıyar, Alp Yalman, Faruk Süren gibi eski başkanlarımıza ve onların yönetim tarzlarına baksalar, onların kişiliklerini, duruşlarını, karakterlerini inceleseler şu büyük kulübü layık olduğu şekilde yönetirler ama popülarist yöntemleri tercih ediyorlar maalesef.
G.Saray ın ne olduğundan haberi olmayan insanların böyle bir dünya markasını idare etmeye çalışmaları G.Saray sevdalılarını kahrettiğyle kalıyor. Oysa hiç kimsenin böyle bir hakkı olmamalı. Ancak hain içerden olunca kapı kilit tutmuyor. Bu kulübü yöneten kurulları seçen G.Saray kongresi de maalesef 3-5 köhnemiş zihniyetin emrinde kukla gibi el kaldırınca yapacak birşey kalmıyor bizim gibilere. Uyarıyoruz, çırpınıyoruz sonra da kahroluyoruz. Öyle bir tüzüğümüz var ki Türkiye nin batıya açılan penceresi denilen kulüp demokrasiden bihaber. En az G.Saraylı kadar Fener ve Beşiktaş taraftarı mezun veren eğitim kurumumuzdan G.Saray a kongre üyesi olmak neredeyse mecburi. O ysa hayatını G.Saray ın peşinde geçiren sevdalılar üye olmak için neredeyse imkansız şartlara, ağır külfetlere tabi olmak zorundalar. Benim şahsen 2 tane koyu Fenerli arkadaşım liseden mezun oldukları için G.Saray kongre üyesi.
Lise dışından gelen idareciler eğer başarılı olurlarsa bir şekilde yok ediliyorlar. Adnan Polat başkan idareci olarak çalışırken çok başarılı oldu, sayısız kupa kazandı. Başkanlığı döneminde ise sportif açıdan çok başarısız idari açıdan ise devrim niteliğinde başarılı işler yaptı. Hala hiç anlam veremediğim Adnan Sezgin aşkı Polat ın ipini çekmişti. Oysa o Adnan Polat yönetimi sayesinde kulüp bugün kayyuma teslim edilmemiş durumda. İbra edilmeyen Polat 55 bin kişilik stadı yaptı. Şirketleri birleştirerek kulübün kasasından her sene çıkan 25 milyon dolar parayı kasamızda bıraktı. %22 hisse senedimizi kulübe geri kazandırarak çok ciddi bir yükü sırtımızdan aldı. Bunları yaparken başta AİG olmak üzere bir çok yabancı yatırımcının açtığı davaları kulüp lehine kazandı. Bütün bu işler için harcanan para 65-70 milyon dolar. Sonra Polat yönetimi mali ibra alamadı. Oysa Polat yönetiminden bu güne geçen 6 senelik süreçte Polat sayesinde 150 milyon dolar kasamızdan çıkmadı. Aysal Polat ın aldığı hisselerin % 3 ünü satarak 28 milyon dolar sıcak para girdisi sağladı. Muslera, Ulfaluji transferleri de bu parayla yapılmıştı. Ama dediğim gibi Adnan Polat suçluydu çünkü Adnan Polat liseli değildi. Elbette kimilerinin duayen kimilerinin abi dediği beyzadeler yükselişe geçmiş, yıllardır ezildiği borç yükünden kurtulacak bir devi kendilerinden olmayan bir insana teslim edemezlerdi.
Bu liseci tayfasının bu kulübe yaptıklarını ne Ali Şen, Aziz Yıldırım ne Demirören yapabildi bu güne kadar. Adamlar G.Saray a lise dışından kimin yararı olsa yok etmeyi görev bellemişler. Ben bir G.Saraylı olarak bu kulübün doğduğu G.Saray lisesi ile de liselilerimizle de ,Çanakkale de yatan şehitlerimizle de gurur duyarım. Oysa bunlar G.Saray ı o lisenin bahçesine hapis etmiş, dünya devi değil gerekirse bir sıra takımı olsun ama sadece bizim oyuncağımız olsun derdindeler.
Ben bunu bile anlayabiliyorum. Ancak şunu asla anlamadım, anlamam ve anlamayacağım. Liseden değil tribünden gelen gerçek taraftarın bir bölümü nasıl olurda bu çarpık zihniyete bu rezil oyunlara alet olurlar. Öyle gözlerini hırs bürümüş bir kitle var ki G.Saray taraftarının içinde Fatih Terim gibi tescilli bir değerimize bile demedik laf, etmedik hakaret bırakmıyorlar. Şuna eminim ki eğer Metin Oktay gibi bir sembol yaşasa ve yönetici ya da teknik adam olarak hizmete devam etseydi bu güruh onada etmedikleri söz bırakmazlardı. Arkadaş elalem kendi kazma Oğuzhan ını, insanlığı şüpheli Volkan ını, ,iki topa vuran Yusuf unu, çoktan emekli olmuş Eto'o sunu, Vagner Low unu dünya yıldızı diye allayıp pulluyor biz neredeyse herbirinin attığı gol kadar kupa kaldırmış oyuncularımızı çöp diye hakarete, küfüre boğuyoruz.
Evet arkadaşlar rezil bir genel kurulumuz, berbat bir yönetimimiz var. Türk futbolunu idare eden insanlara zerrece güvenim yok. Türk hakemleri bana göre dünyanın en kişiliksiz, kabiliyetsiz, lekeli, şaibeli insanları. Medyamız gerçekten meslek şerefinden yoksun, yalan, iftira kalemşörleri, söz cabazbı,tatlı su kurnazı,satılık insanlar topluluğu. Elbette bu ortamda yetrli olamayan teknik ekiplerimiz ve oyuncularımızda çok suçlular. Ancak bir olamayan, birlik olamayan, gerektiği gibi destek olamayan, şampiyon takımını bile yeni sezonun ilk maçında yarıdan fazlası boş tribünlere mahkum eden, kendi oyuncusuna hakaret eden, küfür eden, alay eden taraftarda en az bir okadar kötü ve yetersizdir. Bakın arkadaşlar isteyen kızsın isteyen darılsın ama iyi taraftar kareografi yapan taraftar değildir. Tribünlerde ninni gibi marşları arabın yalellisi gibi anırıp kendisini de oyuncuları da uyutan taraftar değildir. Eğer şu şike olayınds Fener değil de biz suçlu olsaydık o zaman görürdünüz her maç ne bestelere müşerref olurduk.
Bu arada sezon bitti son olarak Rize gitti. Para diyemem ama Trabzonu seyredince hatır şikesini nasıl yapıldığını bir kere daha gördüm. Gerçi Trabzon buna alışıktır. Daha evvel de yine kendi evlerinde sözde baskılı gözükerek Beşiktaş a şampiyonluk hediye etmişlerdi. Biz 4. olduk, beyzadeler tatil yapamayacaklar işte buna sevindim. Zaten değil tatili ekmeğin yanına katığı bile hak etmediler. Poldi ye Japonya da başarılar. Bruma nın yolu açık olsun. Geç açılan Sinan G.Saray formasıyla attığına sevinmeyecekse onunda yolu açık olsun. Şu kadrodan da Muslera, Sneijder, Selçuk dahil kim giderse gitsin yaşattıklarından sonra umrumda olmaz.